Adana Baro Başkanı Av. Semih Gökayaz, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez hak ihlali kararına rağmen Av. Ş. Can Atalay’ı tahliye etmeyen yerel mahkemenin kararını “Anayasal düzenin katledilmesi” olarak niteledi.

Av. Gökayaz, konuya ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Gökayaz'ın açıklaması şöyle: 

“Anayasa Mahkemesi’nin 27.12.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Milletvekili Av. Ş. Can Atalay kararında ikinci kez "hakları ihlal edildi” ve “tahliye edilmeli” hükmüne rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi AYM kararına ikinci kez uymayarak Av. Ş. Can Atalay’ı tahliye etmedi.

Anayasa'nın "Anayasa Mahkemesi’nin kararları" kenar başlıklı 153. maddesi;

" Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.

Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." şeklinde düzenlenmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının kesin ve bağlayıcı olduğu, ihlali gidermekte yerel mahkemenin görevli olduğu Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında açıkça belirtilmiş olmasına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ihlalin gereğini yapmaktan kaçınmış ve ikinci kez Anayasayı çiğnemiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararlarından sonra yapılacak yeniden yargılamalarda, ihlal hangi aşamada gerçekleşirse gerçekleşsin Yargıtay'ın doğrudan görevli olduğuna dair bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Bu nedenle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, AYM kararındaki ihlali gidermek yerine dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesi kararı hukuk garabetidir.

İlk derece mahkemesinin dosyayı Yargıtay’a göndermesi sonucunda, Anayasa’nın 36. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, hiçbir mahkemenin görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacağı kuralının da ihlali niteliğindedir.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, AYM kararına uymayan, Anayasayı ihlal eden ve görevlerini kötüye kullanan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görevli hakimler hakkında derhal soruşturma başlatmalıdır.

Adana Barosu olarak Anayasal Düzene karşı kalkışma içinde olanların karşısında olmaya, hukuku, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlüklerin teminatı olan Anayasal Düzeni savunmaya devam edeceğiz.”