CHP’li Fatih Özgür gündem dışı söz alarak belediyelerin ve Devlet yönetiminin ciddiyet istediğini hatırlatıp ‘Belediyelerde olmaması gereken şeyler yaşanıyor. 2 Meclis üyesi meclise türban ile giriyor. Belediye başkanı ise meclis başkanı olarak buna göz yumuyor. Bu meclis üyelerinin oturuma katılmaları kılık ve kıyafet kanununa aykırıdır. Başkan ise gerekli işlemi yapmamakla suç işliyor. Seyhan Belediyesi hukuka başkaldıramaz. Özel yaşamın özgürlüğünü gerekçe göstermek hukuktan kaçmakla olmaz. Kaçmak çare değildir. Özel yaşamın gizliliği kamusal alanda uygulanamaz. Belediyemizin bu Danıştay kararından sonra bu suçun işlenmemesi yönünde gayret içinde olmasını arzu ediyorum. Bu olayın da takipçisi olacağımızın bilinmesini isterim.’ Dedi.

DOĞAN: KARARI YANLIŞ İZAH EDİYORSUNUZ
Fatih Özgür’ün konuşmasından sonra AKP’nin Avukat olan Belediye Meclis Üyesi Türker Doğan söz alıp yanıt verdi. Türker Doğan, Fatih Özgür’ün Danıştay kararını yanlış yorumladığını belirterek şu konuşmayı yaptı. “Belediye meclis üyelerine yönelik kılık ve kıyafet yönetmeliği yoktur. Danıştay kararı soruşturmaya mahal yok anlamı taşımaz. Soruşturmayı savcılık yapar. Bakanlık şimdi ne yapacak? Bir müfettiş gönderip ön inceleme yaptıracak. Bu müfettişin ön inceleme raporu bakanlığa ulaşacak. Bakanlık bundan sonra bir karar verecek. T.C.K’da türbanlı olarak meclis toplantısına katılım suç değildir. Böyle bir tanımlama yok. Türbanlı meclis üyesinin oturuma katılması ise kamu zarar görmez, kimse haksız kazanç elde edemez.’
Danıştay kararının, Seyhan Belediye Başkanı ve iki meclis üyesi hakkında şikayetin işlemden çıkarılmasının ardındandan ön soruşturma açılması anlamına geldiği muhalif üyeler tarafından savunuluyor.

İşte Fatih Özgür'ün konuşmasının tam metni;

  " Değerli Basın Mensubu,
   Seyhan Belediye Meclisi toplantılarına "Kılık Kıyafet Yönetmeliği" hükümlerine aykırı olarak "Türbanlı olarak" katılan üyeler
Sevim Tütüncü ve Suna Demirci ile onların bu yasa ihlallerine göz yumup işlem yapmayan Belediye Başkanı Azim Öztürk hakkında
CHP Gurubu tarafından yapılan "Suç Duyurusu", soruşturma için gerekli olan "İzin" İçişleri Bakanlığınca verilmediğinden
işleme konulamamıştı.
   İçişleri Bakanlığı kararı aleyhine DANIŞTAY'a yapılan itirazımız üzerine DANIŞTAY 1. Dairesince 2.2.2010 tarihinde
"Esas 2010/75, Karar 2010/185" sayı ile (Azim Öztürk ve türbanlı üyeler hakkındaki) "Şikayetin işleme konulmamasına
ilişkin İçişleri Bakanlığının 17.11.2009 tarih ve İNS.2009.01.2431 sayılı kararı" KALDIRILMIŞTIR.


 Böylece Seyhan Belediye Başkanı Öztürk ve Üyeler Demirci ile Tütüncü'nün,yapılacak soruşturma sonucunda, yargılanabilmeleri
yolu açılmıştır.
   Danıştay Kararı yerindedir ve Türbanla Belediyede görev yapmak "SUÇ" teşkil eder;
   Zira Kılık KIyafet Yönetmeliği 2. maddesi: "Bu yönetmelik genel ve katma bütçeli kurumlar, MAHALLİ İDARELER...çalışan
her sınıf ve derecedeki memurlar, sözleşmeli ve geçici görevle çalışan personel ile işçilerin kılık ve kıyafetlerinin düzenlenmesine
ilişkin esasları kapsar" denilerek
 bir MAHALLİ İDARE birimi olan  BELEDİYELER'i ve orada her hangi statüde olursa olsun tüm çalışanları
kapsama alanına aldığı gibi,
   17. maddesi de: "Bu yönetmelik ...2596 sayılı 'Bazı kisvelerin giyilmeyeceğine dair kanun'un 6. maddesi ve bu maddeye göre
çıkarılan 1958 sayılı 'Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanunun tatbik suretini gösterir' Nizamname hükümleri uyarınca
düzenlenmiştir." denilerek ihlalin hangi kanunda SUÇ sayıldığı belirtilmiştir.
   Unutulmamalıdır ki 2596 sayılı "Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine diar Kanun" "değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek
"Devrim Kanunları"ndandır. T.C.Anayasasına göre bu kanunun Anayasaya aykırılığı iddia edilemez.
   Bu kararın bir diğer sonucu ise şöyle beklenmelidir:
   Başkan Öztürk, Belediye Meclisi toplantılarına türbanla katılarak suç işleyen Belediye Meclisi üyeleri için yapılan ilk soruşturmada
üst makamlara verdiği resmi cevaplarda "Mecliste Yönetmelik ihlali yok" şeklinde beyanda bulunmuş; Oysa toplantıya
"Türbanlı katılan üyeler" tarafımdan yönetilen toplantılarda "Resmi Evrak" olan "Belediye Meclisi Toplantı Tutanaklarına" yazılmış,
bu tutanaklarda sonraki Meclis Oturumlarında (AKP'li üyelerin de oylarıyla) kabul olunup kesinleşmiştir. Bu nedenle Azim Öztürk
hakkında yaptığımız başka "Suç Duyuruları" da İçişleri Bakanlığından "Soruşturma İzini" beklemekteyken, bu Danıştay karrı ışığında
izin alınıp, Başkan Öztürk için o şikayetler hakkında soruşturma yapılabilecektir.
   Öte yandan "Yargıya taşınması beklenen" bir diğer konu da "Belediyesi hizmet binasında Türbanla çalışan", aralarında
Başkan Öztürk'ün baldızı ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası kapsamında memurların da bulunduğu kamu görevlileridir.
   Başkan Öztürk, "Bilgi Edinme Hakkı Yasası" kapsamında bu kişiler hakkında ne gibi bir işlem yapıldığını sorduğumuzda,
26.Şubat.2010 tarih ve 01/204 sayılı resmi yazısında, olayla hiç ilgisi bulunmayan "ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ" hakkında
bir "Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu" kararına değinerek, bu yasa dışı durum için tek kelime etmeme yolunu seçmiştir.
Halbuki herkes bilir ki Belediye kimse için "Özel bir alan" değil tam aksine "Kamusal Alan" olup, bu kamusal alanda "Hizmet verenler"
"Özel ve Gizli" bir hayatın değil, REsmi ve Kamuya açık görevin içindedirler.
   Yukarıda değindiğimiz, Bakanlar Kurulunun 16/7/1982 gün 82/5105 sayılı Kararı ile çıkarılıp, Resmi Gazetenin 25.10.1982 gün
ve 17849 sayılı nüshasında yayımlanan "Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık KIyafetine dair Yönetmelik"
uyarınca yasak kıyafetle Belediyede çalışan bu söz konusu kamu görevlileri için de "SUÇ DUYURUSDU" yapılacağı tabiidir."
  

   M.Fatih ÖZGÜR
   Seyhan Belediye Meclisi Üyesi (CHP)
   ve Meclis 1. Başkan Vekili