- PKK terör örgütünün toplumsal kırılmayı artırdığı, Ak Parti hükümetlerinin ise milletimizi parçalama noktasına kadar büktüğü, Güneydoğu Anadolu bölgesine olan ilgimiz bilinmektedir.  

ALÇAKCA İTHAMLAR

- Başbakan Erdoğan, partimize alçakça ithamlarda bulunmuştur. MHP’nin doğu’ya gidemediği iddia edilmiş, partimizin bu yörelerdeki insanımızı tanımadığı, her ortamda utanmadan söylenmiştir. Hatta daha da ileri gidilmiş, PKK’nın oluşturmak istediği ihanet çemberi gibi,

Sivas – Gavurdağ hattı inşa edilerek ötesine gidemeyeceğimiz söylenmiştir. MHP bu tahriklere asla kapılmamıştır. Yöreye yapacağı ziyareti bir meydan okumaya dönüştürmeden, bir gerginliğin parçası haline getirmeden, geçtiğimiz hafta yerine getirilmiştir.

- Bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat, adıyla başlattığımız toplantılarımızı Şanlıurfa’da geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirmekten şeref duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.

- Bizlere destek olan Şanlıurfalıları bir kez daha kutluyor, hepsine huzur mutluluk diliyorum.

- Gün geçmiyor ki yeni bir sorun alanı açılmasın, an geçmiyor ki AKP iktidarının Türkiye’sinde yeni bir karargaşa Türkiye’nin gündemini meşgul etmesin.

- Mardin Artuklu Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir toplantı bu kapsamda değerlendirilebilir.

- Mardin’in buluşma noktası olarak seçildiği, iki gün sürecek bu toplantının konusu, konuşmacılarının kimliklerinin çok dikkat çekicidir.

- Londra merkezli bir kuruluşun, ülkemizin bir üniversitesinde, din adamı oldukları iddia edilen şahıslarla bir araya gelmiş olmaları, herkesi kuşkuya sevk etmelidir.

- Bir yerden gelen bazı şahıslar ülkemizde toplanıyor ve din adına karar verdikleri iddia ediyorsa, bizimde aklımıza gelen sorular şunlardır.

- Bu konferans için dünyanın başka kentleri bulunurken, neden Türkiye, neden Mardin?

- Mardin’de buluşarak, bundan asırlar önce verilmiş bir fetvayı değiştirmeye çalışanlar bu yetkiyi kimlerden almışlardır?

- Bu misyonu bu üniversiteye kim vermiştir?

- Türkiye Cumhuriyeti hükümet üzerinden, dünyadaki din kardeşlerimizi, batı dünyasına karşı teslimiyete çağırma gibi bir görev mi üstlenmiştir?

HANGİ SONUÇLAR BEKLENİYOR

- Bu toplantıdaki tartışmalardan beklenen sonuçlar nelerdir?

- Bu konuda YÖK ve diyanet nasıl bir açıklama getirecektir?

- AKP hükümetinin bu toplantının tertibindeki rolü ve yeri nedir?

- İslam dünyasında başlayan anti emperyalist tepkiler, söndürülmek mi istenmektedir?

- Bu toplantının ayrıntıları, Ermeni tezlerini destekleyen üniversite toplantılarında olduğu gibi, Erbil’de peşmergelerle kucaklaşmalar gibi çok yakında gün ışığına çıkacaktır.

- AKP tarafından hazırlanan Anayasa değişiklik teklifleri gündemi haklı olarak meşgul etmiş ve tartışmaları bu noktaya çevirmiştir

- Yine bu kapsamda, anayasa üzerinden sürdürülen gerilim stratejisi yeni bir istismar alanı oluşturmanın çabası içine girmiştir. Bizim görüşlerimiz net ve berraktır.

 NASIL BİR DEMOKRASİ AMAÇLADIKLARI BELLİ

- Biz değişikliğin, kurulacak bir komisyonla yapılıp, bu konuyla ilgili kararın önümüzdeki döneme bırakmamız gerekir. Sürekli olarak demokrasinin erdemlerinden bahseden AKP’nin hazırladığı anayasa değişikliği taslağıyla nasıl bir demokrasi amaçladığı da belli olmuştur.

- Bunun arkasına gizlediği siyasal hedeflerle, milletimizi oyalamaya çalışan AKP hükümeti bu zorlama girişimiyle, Türkiye’yi yeni bir çatışma alanına sokmuştur.

SAMİMİYETSİZLİĞİ GÖSTERDİLER

- Hazırlanan taslakla ilgili siyasi tartışmalar ve referandum soruları şimdiden tekliflerin içeriğinin önüne geçmiş durumdadır.

 AKP hükümetinin tek başımıza bir metin hazırlayıp, bunu herkesle paylaştık. Beğenen beğendi, beğenmeyen beğenmedi ne yapalım? Düşüncesi samimiyetsizliğini göstermiştir.

- Anayasa şimdiden kavganın ayrışmanın ve kutuplaşmanın odağı haline gelmiş ve üzerinde mutabakat sağlanacak bir metinden uzağa düşmüştür.

 TOPLUM ŞİMDİDEN BÖLÜNDÜ

- Anayasa değişikliğiyle ilgili taslak metin daha şimdiden toplumu bölmüştür.

- Yaşanan süreç ve tartışmalar ülkemizdeki demokratik aktörlerin olduğu gibi, AKP’nin  anayasadan yönetimden adaletten ne anladığının ortaya konulması bakımından önemli olmuştur.

- Önerilen sözde değişiklik tekliflerinin teferruatları bir kenara konulduğunda, yüksek yargının terbiye ve tanzim edilmesine yönelik hedef amaçlanmaktadır.

- Doğrudur iktidar olamnın temelinde demokratik gücün etkin kullanılması gerekmektedir. Başbakanlık seçilmiş krallık değildir. Hükümet etmenin de mutlaka hukuki sınırları olmalıdır.

İktidar kiminle geçmişte sorun yaşamışsa taslakta bunlara öncelik vermiş. Anayasa gibi bir konuyu hesap verme kabusuyla hükümet etme arasında sıkışıp kalmıştır.

 
AKP'NİN DEMOKRATİKLEŞME TASASI YOKTUR

- İşsizlik yoksulluk ve yolsuzluk Anayasa Mahkemesi üyesinin 19’a çıkmasıyla mı bitecektir? AKP bu haliyle toplumsal yapının hiçbir kesimini dikkate bile almadan, mezata çıkarılan anayasa değişiklik taslağı, hazırlık olgunlaşma ve karar aşamasında tam bir dayatmadır. Tekliflerle ortaya çıkan tabloya baktığımızda, AKP samimi ve dürüst değildir. İçten pazarlıklıdır. Bunda samimiyet nerededir? AKP’nin amacı demokratikleşme ve yargı bağımsızlığı değildir.  AKP’nin demokrasi ve demokratikleşme gibi bir tasası yoktur.

 - Tükenmiş bir siyasi iktidarın ülkemizi nasıl bunalıma soktuğu iyice gün ışığına çıkmıştır. AKP hükümeti her alanı kendi kobayı olarak kullanmış ve tarumar etmedik değer bırakmamıştır. Ekonomideki yangına hala müdahale edilememiştir. Ekonomik sorunların, anayasa tartışmalarıyla perdelenmeye çalışılmaktadır.  Ekonomideki sorunlar ciddidir ve sorunlar için acil çözüme ihtiyaç vardır.

 - Geçen haftaki konuşmamda AKP iktidarı süresince, ekonomi konularının kararlılıkla bir türlü ele alınmadığını, Türk borçlar kanunu tasarısı ile Türk ticaret kanunu’nun karşılıklı mutabakatın sağlandıktan sonra bir an önce yasalaşması gerektiğini söylemiştim. Ancak ne yazık ki AKP bu konuda bir adım atmamıştır.