TMMOB Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu tarafından yapılan açıklamada; Gezi Davasında tutuklanan arkadaşlarının haksız, hukuksuz bir şekilde cezaevinde oldukları belirtilerek, Gezi’ye sahip çıkmayı kararlılıkla sürdürecekleri ifade edildi.
Arkadaşlarının Gezi’ye katılan milyonların sözcüsü olduğunu ifade eden Uncu, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“Ülkemizin her bölgesinden, her yöresinden yurttaşlarımızın itirazlarını, taleplerini haykırdığı; ülke tarihinin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi ’ne karşı iktidarın isteği doğrultusunda kurgulanan bu hukuk dışı tutuklama kararının üzerinden 700 gün geçti.
Geçtiğimiz Eylül ayında TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı ve Hakan Altınay serbest bırakıldı. Ancak, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası’nın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da aralarında bulunduğu arkadaşlarımızın 18’er yıllık hapis cezaları, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onandı.
Biliyoruz ki bu karar, sadece arkadaşlarımıza yönelik değildir.
Bu karar, 2013 Mayıs-Haziran aylarında ülkesinin bugününe ve yarınlarına sahip çıkan milyonlara yöneliktir; milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya yöneliktir.
Gezi Direnişi, doğal alanlarımız, parklarımız, meydanlarımız betona boğulmasın; kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız ranta kurban edilmesin diye; sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarında hep birlikte, barış içinde yaşayabilelim diye milyonlarca yurttaşın haykırdığı toplumsal bir olaydır.
Gezi bu ülkenin umudu, güzelliği ve içinde taşıdığı tüm renkleridir.
Bu hukuksuzluğun 700. gününde bir kere daha söylüyoruz;
Gezi Direnişinden hala ilk günkü gibi gurur duyuyoruz!
Gezi bizim demokrasi çığlığımızdır.
Gezi eşitliktir. Gezi emeğimiz, alın terimiz, gururumuz, kardeşlik ve dayanışma demektir.
Gezi bir arada yaşamanın mümkün olduğunun en güçlü ifadesidir.
Gezi laikliktir.
Gezi, genç yaşlı, işçi, emekçi, işsiz, öğrenci, kadın, erkek demeden; birbirini emeğinden tanıyanların, ezilenlerin en güçlü haykırışlarıdır.
İşte bu yüzden ilk günden itibaren Gezi, iktidarın hedefindedir.
Bizler, Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar da diri olduğunu görüyoruz.
TMMOB ve bağlı odaların en temel amaçlarından biri, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Siyasi iktidarın cezalandırmak istediği bu toplumcu çizgi ve onurlu mücadele geleneğidir.
Bu kapsamda, milyonlarca yurttaşın, toplumun ortak değeri olan Gezi Parkı betonlaşmasın diye, İstanbul kentinin merkezindeki en önemli deprem toplanma alanı yapılaşmaya açılmasın diye yürüttüğü mücadelenin sözcüsü olmak suç değildir.
Arkadaşlarımız, Gezi’ye katılan milyonların sözcüsü olmuşlardır.
Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.
Adalet Nöbetlerimizi arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek sürdüreceğiz. Bu kararlı adalet mücadelemizi, tüm dost kurum ve kuruluşları, tüm yol arkadaşlarımızla birlikte devam ettireceğiz.
Arkadaşlarımızın derhal salıverilmesini istiyoruz. Gezi davasında tutuklanan tüm arkadaşlarımıza özgürlük istiyoruz.