İsmini bir mahalle ve bir bulvarımızda yaşattığımız, Osmanlı döneminin iz bırakan Adana Valilerinden Ziya Paşanın sözüdür:“İdrak-i maâlî bu küçük akla gerekmez. Zira bu terâzi o kadar sıkleti çekmez.” Paşanın sözü günümüzde “Yüksek hakikatleri bizim bu küçük aklımız alamaz, anlayamaz. Çünkü bu akıl terazisi, o derin manalı şeyleri çekemez, parçalanır” diye karşılanabilir.
“Post Durak” döneminde BŞB’de –halk arasında “Ortaklık aklı” da denilen- “Ortak Akıl” sloganıyla uyumlu başlayan bu “Co-Production” (Ortak Yapım) yönetim anlayışı öyle bir mutasyona uğradı ki, Adanalı durum, Ziya Paşanın veciz ifadesini akla getiriyor diyor!
Ve ekliyorlar: “Ortak Akıl’cıların geldiği son noktadaki ‘Yüksek hakikatleri’ bizim küçük aklımız almıyor. Çünkü akıl terazisi, o derin manalı(!) şeyleri çekemez, parçalanır”…
Sözü uzatmadan 14 Aralık “KARA CUMA”dan bu yana yaşadıklarımıza bakalım:
1)14 Aralık “KARA CUMA”; İddiaya göre, 1/5000’lik plan adına “Bir katrilyonluk Rant üretim ve transferi”; Bu esnada ortaya çıkan “Vekil Başkan-Meclis ekseriyeti zıtlaşması”,
2) Kamuoyunun çok büyük tepkisi üzerine “Vekil Başkanın” kararları (kendi önerileri dahil) “Veto” etmesi,
3) 28 Aralık, Veto edilen kararların Meclis tarafından komisyona havalesi,
4) 18 Ocak CUMA, “Vekil Başkan”ın görevi “Vekilin Vekili Başkan”a bırakıp seyahate gitmesi; Vekilin Vekili’nin 41 maddelik bir gündemle “veto edilen” hususları BŞB Meclisi gündemine alışı; BŞB Meclisinin bu konular “tekemmül etmesi (görüşülmesi tamamlanıp olgunlaşmadı) diyerek tekrar komisyona havalesi,
Değerli Adana Haber Merkezi Okurları, sırf buraya kadar olanlar dahi merhum Ziya Paşaya atfen “Zira bu terazi bu sıkleti çekmez” demeye yeter ama olan bitenler sırf bunlardan ibaret değil ki!
Bakın 14 Aralık–18 Ocak kısa aralığında Vekil Başkan ile Meclis arasında daha neler olmuş:
1) 5393 sayılı yasanın, Büyükşehir Belediyeleri Toplantılarında da geçerli olan 21. maddesi 2. paragrafının açık hükmüne rağmen, Meclis Üyelerinin gündeme madde eklenmesi teklifine Vekil Başkanın –Bürokratı Sn. Barut’un “fetvasına dayanarak- karşı çıkması, ısrarlı talepler üzerine “kerhen” razı oluşu,
2) “Başkan v” Aldırmaz’ın, “Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği”nin 21. maddesi hükmü mevcut iken, üyelerin “maddeyi alakalı olduğu ÜÇ komisyona havale edin” önerisine, Kaşif beyin, müfettiş görüşüne dayandırdığı “karşı fetvası” üzerine direnişi;
Sonunda razı olduğu “birden fazla komisyona havale” için, dünyanın her yerinde “birden fazla” denilince sadece 2 değil belki 2002 dahi anlaşılmak gerekirken, “sadece 2 komisyona havale ederim” diye ahkâm kesmesi,
3) SAYİŞTAY Temyiz Kurulu, 11.11.2008 sayı ve 30418 sayılı İLAMINDA “Komisyonlar müşterek toplantı yapabilir” dediği halde, Vekil Başkan Aldırmaz’ın tam aksini savunup, Meclisin “Müşterek Komisyon Toplansın” önerisini reddetmesi,
Değerli Adana Haber Merkezi okurları, BŞB Sayın Başkan v. Aldırmaz ile BŞB Meclis üyeleri arasındaki çelişkiler bunlarla da sınırlı kalmadı, hatta daha vahim gelişmelere yol açabilecek kadar tırmandı, nasıl mı, şöyle:
*17 Ocak Perşembe günkü BŞB Meclisi birleşiminde gündemde Encümen, Denetim Komisyonu ve İhtisas Komisyonları seçimleri vardı. 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu 16. maddesi, BŞB Organları arasında ENCÜMEN’e yer verdiği gibi Encümene BŞB Meclisinde yapılacak seçimin GİZLİ OYLA yapılması gerektiğini hükme bağlamıştır. Encümene üye seçiminin “Gizli Oyla” yapılacağı hususu “Belediye Meclisleri Çalışma Yönetmeliği” 20. maddesinde de yer almıştır.
Keza Belediyenin 1 yıllık faaliyetini denetleyecek olan DENETİM KOMİSYONU seçiminin de GİZLİ OYLA yapılacağı 5393 sayılı yasanın 25. maddesinde açıkça yazılıdır
**GİZLİ OY ile seçimlerde yöntem, seçimle ilgili yasalarda yazılıdır, şöyle ki: Gizli oy için: a) Kapalı oy verme kabini bulundurulur. OY vereceklere a) mühürlü bir zarf, c) mühürlü basılı bir oy pusulası ya da mühürlü beyaz boş pusula verilir.
Oy kullanacak olan ya basılı listeyi kullanır veya boş pusulaya seçilecek kişi kadar isim yazarak sandığa atar.
Halbuki BŞB’de 17.Ocak’taki seçimde böyle yapılmayıp, her zarftan beş ayrı pusula çıktığından, bir itiraz halinde yargı organı seçimi iptal eder. Başkan V.’de işlemi uygun bulmayıp, o işlemin kararını maddeyi imzalamayıp, meclise iade edebilir.
Böyle bir durumda da Adana BŞB, seçim yenileninceye kadar ENCÜMENSİZ yani bir ORGANSIZ kalır. Öte yandan 2013 yılında Denetim Komisyonu, yasada belirtilen Ocak-Mart arasında 45 işgününde yapacağı DENETİM çalışmasını yapamaz…
***İhtisas komisyonuna seçilen, durumu tartışmalı Murat Türk’ün durumuna gelince; Eğer AKP, Türk’ün 17 Ocak öncesinde, “TEDBİRLİ” olarak Disiplin Kuruluna sevkine dair resmi yazıyı BŞB Başkanlığına yollarsa, Yasaya göre komisyonlara ise, ancak partilerin üyeliği tartışmasız üyesi olan seçilebileceğinden, Murat Türk komisyona seçilmemiş sayılır.
Değerli Adana Haber Merkezi okurları ne dersiniz, bu durumda bu terazi bu sıkleti çeker mi?