Ağaç Candır. Ağaçlara Kıymayın, Cansız Kalmayın.

Bir yer olmalı; sevdası bir kuş sesinde, bakışları bir ağacın gölgesinde. Güneşine el sürmeli, aydınlığı yakalamak için. Buğdayı başaktan, başağı verimli toprak anadan. Gidilince dönmek istenmemeli, oturunca kalkmak. Suyu, avuç açarak kana kana içilmeli. Yeşilin bin bir çeşit tonundan, nefesler alınmalı. Öyle senlik benlikte olmamalı hani. Varsa yoksa bizlik olmalı her bir şeyde…

Merhaba yaşamın ve doğanın sürdürülebilirliğini savunan güzel insanlar. İlimizde  son günlerde tartışılan konulardan biride; Dr. Aşkım Tüfekçi Çukurova Devlet Hastanesi bahçesine yapılacak olan, 200 yataklı ek hizmet binası için 120 adet ağacın kesilmesi durumudur. Kesilmesi planlanan ağaçlar kurbanlık koyunlar gibi işaretlenmiş ve katlini beklemektedir. Mevcut alanda ek hizmet binasının zaruri ihtiyaç olup olmadığı konusu da önemlidir. Dr. Aşkım Tüfekçi Çukurova Devlet Hastanesinin karşı tarafında Adana Numune Hastanesi de bulunmaktadır. Sağlık Emekçileri Sendikasında mevcut konu ile ilgili yapılan 2 toplantıya meslek odamı ( Çevre Mühendisleri Odasını ) temsilen katıldım. Sağlıkçı arkadaşların söylemlerinde, hastanelerin doluluk oranlarının tam kapasite olmadığı sonucu vardı. Kaldı ki;  ilimizde 328 dönüm alanı kapsayacak şekilde yapımına başlanan, 1550 yatak kapasiteli sağlık kompleksi neden yapılmaktadır? TMMOB’a bağlı ilgili meslek odaları ve meslek odam olan Çevre Mühendisleri Odası süreç içerisinde, durumun bilimsel ve teknik analizi, gerekliliği ile ilgili değerlendirmesini yapmış, yapılan çalışmalara destek olmuştur. Kesilecek 120 ağacın bulunduğu alanın hastane alanı olması yada daha önce yapılan planın, koşullar göz önüne alındığında olumsuzluk teşkil edeceği sonucuna varılıyorsa, projeden vazgeçilebilinir. Neden mi?

Ülkemizde ve ilimizde hızlı nüfus artışı, sosyal, ekonomik, politik ve kültürel etkenler sonucunda; çarpık kentleşme eğilimi ile çok katlı binaların artması, yeni yerleşim alanlarının  ve sanayileşmenin yoğunlaşması, ekolojik temele dayanmayan planlama ve uygulamalar pek çok sorunu da beraberinde getirmekte, yeşil alanların azalmasına neden olup; insan sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Bu  yapıda olan kentler, insanları doğadan uzaklaştırmakta, fiziksel ve zihinsel açıdan olumsuz etkilemektedir. Bir kentin genel karakterini, mimari yapılar, açık-yeşil alanlar ve bunların birbirleriyle olan ilişkileri ve bütünlüğü tayin eder. Açık-yeşil alanlar, insan ile doğa arasındaki bozulan ilişkiyi dengelemede ve kentsel yaşam koşullarının iyileştirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde açık-yeşil alanların nitelik ve nicelikleri, medeniyetin ve yaşam kalitesinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda pek çok gelişmiş ülke, insanların zihinsel ve fiziksel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak insan yaşamı için uygun kent mekanı veya ekolojisini planlama ve oluşturma çabasına yönelmektedirler.

3194 sayılı İmar Kanununun, 1999 yılında çıkarılan 23804 sayılı yönetmeliğine göre, belediyelik olan yerlerde nüfusa bakılmazsızın kişi başına aktif yeşil alan miktarı (park, çocuk bahçesi ve oyun alanlarının toplamı) 10 m olarak belirlenmiştir. Ülkemizdeki kentlerde kişi başına düşen açık-yeşil alan miktarı, gelişmiş ülkelerdekine oranla çok düşük düzeylerdedir. Ülkemizdeki kentlerde kişi başına düşen ortalama açık yeşil alan miktarı 1.2 m’dir. Örneğin Ankara’da 2.2 m, İstanbul’da 1 m, İzmir‘de 2.3 m, Eskişehir’de 1.2 m’dir. İlimizde; kent imar planı dönemlerinde öngörülen ve gerçekleşen aktif yeşil alan miktarları incelendiğinde; 1969 yılında onaylanan ve 1985 hedef yılı gözetilerek hazırlanan Nazım İmar Planı’nda 7.66 m/kişi olarak önerilen aktif yeşil alan miktarının, 2010 hedef yılı dikkate alınarak 1992 yılında onaylanan İlave Revizyon Nazım İmar Planında 3.14 m/kişiye gerilediği görülmüştür. Ayrıca var olan aktif yeşil alanlar hedeflenenin çok altında olup, 2000 yılında 0.65 m/kişi olarak gerçekleşmiştir.

İlimizde olması gereken miktarın çok altında olan yeşil alanların, organik bütünlüğün ve kentsel ekosistemin insan konforuna yönelik iyileştirilmesinde de çok önemli bir etken olduğu bilinmektedir. Özellikle; hava kirliliğinin önlemesi, temiz hava sirkülasyonunun sağlaması, iklim değerlerinin insan yaşamına daha uygun duruma getirilmesi, yeşil alanlar ile sağlanabilmektedir. Sıcak ve nemli iklim kuşağındaki ilimiz, içerdiği iklim değerleri yanında, yoğun yapılaşmalar ve farklı insan etkinliklerinin (ısınma, trafik gibi) kent atmosferi üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle biyoklimatik sorunlarla karşı karşıyadır. Bu konuda yapılan araştırmalar; Adana’da yaşayan insanların yıllık toplam sürenin %85’lik diliminde, iklim koşulları açısından uygun bir ortamda bulunmadığını ortaya koymaktadır. Sıcak ve nemli iklim koşullarındaki  yerlerde yeşil alanlar konusunda yapılan araştırmalara göre; kentsel alanlardaki bir yeşil alan kitlesinin, konum, büyüklük, yoğunluk ve ağaç tür özelliklerine bağlı olarak yaz mevsiminde yaz sıcaklıklarını 4-11°C azalttığı, kış sıcaklıklarını 2-4°C yükselttiği ve güneş ışınımının alınmasında denge sağladığı belirlenmiştir. Yine yeşil alan kitleleri ile dış çevrede bulunan farklı yoğunluktaki hava katmanlarının yer değiştirmesinden dolayı, ağaç kitlelerinin konum, büyüklük, yoğunluk ve ağaç türlerine bağlı olarak rüzgar oluşumu ve hızında % 10-30 oranında bir artış sağlanabilmektedir. Yeşil alanların insan yaşamındaki ve doğadaki önemi de dikkate alınarak, kişi başına düşen yeşil alan miktarının olması gerekenin çok altında olan ilimizde, 120 adet ağacın kesilmek istenmesinin doğru bir uygulama olup olmayacağına, varın gelin siz karar verin.