Toplumsal muhalefeti suskun, 8 yıldan buyana yapılan kirli yayınlarla kafası karışmış bir halk ve aydınlık geleceğine hancer sokulan sahipsiz  bir ülke...

Kötü  bir tablo değilmi ?

"Ne kötüsü" diyeceksiniz, "kötüden de "öte"...

Cemaat, önce sermayeye el attı.

Yeşil sermaye son 8 yılda dev yatırımlarla, ticaretin ve sanayinin her alanını ur gibi sardı.

"Onlardan" olmayanlar iflas bayrağını çekti, yeşil sermaye güçlendikçe güçlendi.

Derken sıra medyaya geldi.

Sözüm ona toplumun gözü, kulağı vede sesi olması gereken medyaya.

Cemaat ikinci aşamada medyayı ele geçirdi.

Ülke genelinde "tek tip güdüleme" ile halkın aklı karıştırıldı

Onlarca gazete-dergi, onlarca TV kanalı,  hep bir ağızdan daha önceden yazılmış senaryoların alt-yapı çalışmalarına başladılar.

Yönetime geldikleri günden beri, yavaş yavaş aşındırdıkları Cumhuriyet değerlerine bu kez açık saldırı başladı.

Bilinçli ve sistemli bir şekilde yaratılan, bu bilgi kirliliği ve dezenformasyon, halkın kafasını karıştırdı.

Siyasi tercihler, güncel çıkarlara göre belirlenir hale geldi.

Cumhuriyet değerleri, ulusal bilinç ve vatan sevgisi gibi, kutsal değerler törpülendikçe törpülendi .

ABD yanlıları, itibar gördü, ABD karşıtı toplum önderleri susturuldu.

Derken, Milli Eğitim elden gitti.

Sekiz  yıllık süreçte, büyük  mesafe kaydedildi, Milli vasıflar tırpan yedi , Atatürk ilke ve inkılapları rafa kalktı ve geriye soyut bir eğitim anlayışı kaldı.

Böyle giderse, bir süre sonra "soyut eğitimden' de geriye hiçbir şey kalmayacak.

Şimdilerde ise, Yargı ve çağdaş hukuk kuralları ile cebelleşiyolar.

Yüksek yargı referandum yutturmacasıyla siyasi iktidarın güdümüne geçti.

Çağdaş Hukuk anlayışı, görünen o ki,  yerini "Şeriat Hukukuna" bırakmak üzere..

Biliyorsunuz geçtiğimiz yıl,  iki AKP'li kadın milletvekili'nin çoçuk tacizcilerine verilecek cezanın muhtevası ile çalkalanmıştı.

Bu iki AKP'li  vekil, tacizcinin "hadım" edilmesini istedi (!)

İlaçla...yani keserek değil.

Böyle bir istek çağdaş hukuk kurallarının uygulandığı bir ülkede,  mümkün olabilir mi sevgili okurlar?

Ancak , Hukuk sistemi değişirse böyle bir uygulama mümkün olabilir.

Demek ki, bir büyük tehlike ile daha karşı karşıyayız. Ve bu tehlike sandığımızdan çok daha ciddi.

Çocuk tacizcileri bahane edilerek, çağdaş hukuk sistemi, *ŞERİ" yasalarla değiştirilmek istendi.

Bu niyet geçtiğimiz yıl ık seçik ifade edildi.

Bu değişliğin altı-yapısını da, anne babaları duyguları test ederek ölçmeye çalışıyorlar..

Oysa, özgürlükler ülkesi olarak bilinen ABD'de idam cezaları hala, 50 eyaletin 35'inde yürürlükte, 15 eyalet ise idamı en yoğun şekilde uyguluyor.

Teksas  , en çok mahkumun idam edildiği eyalat ünvanını taşıyor.

Ayrıca dünyanın 128 ülkesinde daha,  idam cezaları yürürlükte.

Peki biz idam cezasını yeniden getirme yerine, neden "Şeriat"  yasalarından medet umuyoruz ?

Pekala, bizim ülkemizde de bu tür suç işleyenler "hadım edilme" yerine idam edilebilir.

AB kriterleri yüzünden kaldırdığımız idam ı, özellikle bu tür sapıklar için yeniden yürürlüge konulabilir.

Çünkü böylesine sapık  eylemler, dünyanın neresinde olursa olsun cezasız bırakılacak eylemler değildir.

Bu pislikler "hadım"  edilseler de, toplum içinde yaşamayı sürdürecekler.

Oysa onların  nefes almaya bile  hakları yok.