“Uluslarar arası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi;
Olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş devrimci;
Somürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder;
İnsan haklarına saygılı;
Dünya barışının öncüsü;
Bütün yaşamı boyunca insanlar arasında;
Renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen;
Eşsiz bir devlet adamı;
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu”
UNESCO Atatürk’ün dünyaya böyle tanıtıyor.
***
Cumhuriyet bu düşünceyle kuruldu ve bugünlere geldi.
Atatürk, kimsenin dini, ırkı, rengine bakmadan herkese eşit fırsat oluşturan bir Cumhuriyet kurdu.
Cumhuriyet Bayramımızı yine coşku ile kutlarken, Cumhuriyetin doğum gününde her yerde Atatürk posterleri vardı.
Güzel, hoştu.
Tabi poster asmak mesele değil, aslolan Atatürk’ün fikirlerinin yaşanması,yaşatılmasıdır.
***
Adana’da özellikle Büyükşehir Belediyesinin  astığı Atatürk afişlerini görünce 10 saniye içinde aklımdan şunlar geçti.
“Başkan Hüseyin Sözlü,her sözünde Atatürk’ü dillendiriyor, her yere Atatürk posteri asıyor. Ama aynı Hüseyin Sözlü değil miydi Atatürkçülüğ ve  Cumhuriyeti zayıflatabilecek maddelerin olduğu referanduma evet’e çalışan  Kapı kapı, ilçe ilçe dolaşarak Evet için oy isteyen”
(Aklıma geldi de, hani ünlü sahtekar Selçuk Parsadan vardı, cezasını çekti ve kanunen aklandı. O Çiller döneminde Atatürkçü Dernekten geliyorum diyerek Atatürk’ün posterlerini satıyordu. Sonra kendi ağzından anlattı. “Atatürkçü bir işadamına gittiğimizde Atatürk’ün posterini 500 milyona 1 milyara (Eski parayla) satamıyorduk. Ama Atatürkçü olmayan işadamı sırf gösteriş olsun diye 50 milyara 100 milyara tabloyu aluyordu”)
Yine aklıma geldi. Bir kitapta okumuştum. 2. Dünya savaşı. Alman ve Polonyalı asker bir harebe de mermileri bitmiş bir halde karşı karşıya gelirler.
Polonyalı asker, Alman askere sorar,  “Niye bize saldırdınız? Neden savaş açtınız?
Alman Asker hazır cevap yanıt verir  “Onur, şeref, namus, daha güçlü olmak, haysiyet vb...” der ve bu kez kendi Polonyalı askere sorar” siz niye bize teslim olmadınız da savaşıyorsunuz”
Polonyalı asker yanıt verir “onu bilmem ama ben paralı askerim”
Alman asker alaycı şekilde “Sen ne diyorsun para için savaşılır mı? Ölürsün. Para için değer mi?
Polonyalı asker biraz mahçup bir şekilde “Haklı olabilirsin. Ama herkes kendinde olmayan şey için savaşır mücadele eder, Sende, Onur, şeref, namus, güç yok. Onu kazanmak için savaşıyosun, bende para yok onun için savaşıyorum” der
***
Başkan Hüseyin Sözlü’nin postere ve söylemlerine önem verdiği Atatürk için astığı afişleri astığında aklıma bunlar geldi. Zira poster asarak değil Atatürk’ün felsefesini yaşamak lazım.
Öyle Atatürk posterini asarak Atatürkçü olunmuyor.
Tabi Başkan Sözlü’nün takdiridir.
Ne isterse yapabilir.
Ama ve ancak; Atatürk’ün adını ve söylemlerini kullanarak insanları yanıltması doğru olmaz.
Aşçılar Derneğini bile ağırlayıp sohbet eden Başkan Sözlü’nün(Ki kentin şehrül emini olan Başkan herkesi kucaklamalı, ağırlamalı, derdini dinlemelidir) Atatürkçü Düşünce Derneği üyelerine randevu bile vermeyip, Atatürk’ün fikirsel savunucuları olan ADD’nin düzenlediği Cumhuriyet Balosuna katılmaması da sadece Atatürk’ün posterleri ve söylemleri üzerinde siyaset yaptığı ve fikirsel olarak ayrıştığı konusunda ciddi  ipucu veriyor. Kendi gelemese bile Başkan yardımcıları var. Onlar Başkan’ı temsilen gelebilirdi.
Ama gelmediler.
Sanırım, Atatürkçü görünmek için poster asmanın yeterli olduğu kanısına varıldı.
Dedim ya takdir Başkan’ındır. İster gelir, ister gözünü kapar.
Zira Atatürk “Özgürlük Benim Karakterimdir” diyerek, kendini sevenler için de kendini sevmeyenler için de bu ülkeyi özgür bir ülke yaptı.