Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü son dönemde inanılmaz bir paradoksun içinde. Siyaseten ne yapacağını bilemez durumdaymış gibi zigzaglar çiziyor.
Sıkıntılı bir hali var.
Bu tespiti yapmamda bir çok neden var.
Ancak en netini sizinle paylaşayım;
***
Sayın Sözlü seçim sürecinde özellikle Alevi kesimine yakınlık gösterdi, söylemlerde bulundu. CHPli seçmen adayını beğenmeyince “AKP gelmesin bari” diyerek Sözlü’ye oy verdi.
Kendisi de bunu çok iyi biliyor.
Ardından süreç içinde bu söylem ve yakınlık Atatürkçü söylemlerle desteklendi.
Bakti ki, Alevi ve Atatürkçüler seçimden sonrada ilişkiler iyi devam etti; “Atatürk” diyor başka bişi demiyordu.
Ne zaman ki, referandum ortaya çıktı sancı başladı.
Zira referandum, Atatürk’ü, Atatürkçülüğü, Aleviliğiyi yok etmek için içerik barındırıyordu.
Ancak Sözlü, kendisini başkan yapmış, Atatürkçü ve Alevi seçmeni kaybetmek istemiyordu.
Ama açılmış bir davada vardı. Sonuçta Sözlü, çaresiz “Evet” için fiilen çalıştı.
Sözlü, “Evet”e çalışırken Atatürk posterleri yerine “Evet” çıkması için mücadele eden Recep  Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım’ın posterlerini astı.
Evet çıktı, tesadüf bu ya dava da yeniden görülecek.
Çıkan evet, ardından davada umulan sonuç çıktı!
Evet için çalışan Sözlü Alevi ve Atatürkçülerin çok sert tepkisini aldı.
Ancak Sözlü Alevi ve Atatürkçülerin  oyları kaybetmemek için yine Atatürk’e sığındı. Her fırsatta “Atatürk” diyen, ama fiili olarak Atatürkçülüğü bitirmek için içerik bulunan referandumda evet’e çalışan Hüseyin Sözlü, bunu kapatmak ve unutturmak için, Atatük’e daha çok sarıldı!

Atatürk posterlerini kentin her yerine asan Sözlü fırsat buldukça referandumda  “Evet”e çalışılması talimatını veren MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yanına giderek “hizmet brifingi”! verdi.

Atatürk konulu sergi açan, Atatürk posteri heykeli önünde resim veren Sözlü’nün “Evet” için çalıştığının unuttturulması hedefleniyor.
Peki Alevi ve Atatürkçüler bunu görmüyor mu?
Tabiki görüyor.
Hüseyin Sözlü, yaşadığı paradoks nedeniyle bunu görmüyor. Zaten danışma’nlar da rahatına bakıyor.
Ama Adanalı görüyor.
Ve Hüseyin Sözlü’ye sesleniyor...
“Atatürk’ün arkasına saklanmayı bırak”