Sibel Can da ne güzel söyler:

“Bu devirde kimse sultan değil, hükümdar değil, bezirgan değil,

Bu kadar güvenme hiç kendine, kimse şah değil, padişah değil”

Evet, gerçekten de kimse sultan değil, padişah değil;

Dilerseniz Atalarımız ne demiş, onu da anımsayalım: “mazlumun ahı, indirir şahı

Bir de Aşık Mahzuni Şerif ne diyor, O’na da kulak verelim:

Keser döner sap döner
Et kaçar kasap döner
Perdenin arkasında
Meclisin ötesinde
Bin türlü hesap döner”

Nereden çıktı bunlar demeyin a dostlar, bunların satır aralarında o kadar çok şey var ki!

Hani ne demişler” anlamayana davul zurna az, anlayana ise sivrisinek saz!”

Yerel seçimlere giderken AKP atağa kalktı;

Bir yandan “Federasyon”a giden yolun taşları döşenirken, “Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” yok sayılmaya devam ediliyor,

Halkın seçtiği, muhalefete mensup Belediyeler üzerinde “idari vesayet” demoklesin kılıcı gibi sallanmakta,

Adana’lının seçtiği BŞB Başkanı 35 aydır “açıkta”; 34 kişinin seçtiği “Vekil” ise başkanlıkta 34. ayını devirdi.

Öte yandan özellikle CHP’li Büyükşehir Belediyelerini “itibarsızlaştırma” operasyonları aniden hızlanıverdi.

İşte tam da yeri değil mi Sibel Can’ı dinlemenin, dinletmenin: Bu devirde kimse sultan değil, padişah değil!”

Ve hemen ardından da Aşık Mahzuni Şerif’in eserini döndürmeye başlamak:

“Keser döner, sap döner, elbette gün gelir hesap döner…”

Ne demiş merhum şair Ziya Paşa:

“En ummadığın keşfeder esrar-ı derunun

  Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?”

AKP’li dostlarımıza bir tavsiyemiz de yine bir atasözüyle olsun:

“Zor oyunu bozarmış”

Amma asıl güç kimde, işte on puanlık soru budur!

Hem ne demiş Ziya Paşa, “Terkib-i bend”inde “Zira yumuşak atın tekmesi pektir

Binaenaleyh kimse sınırları zorlamamalı; gücünü abartmamalı; zorla sonuç almaya kalkmamalı, hepsinden de önemlisi şunu unutmamalı:

“Sırça köşkte oturan komşusunu taşlamamalı” ki bu bir evrensel deyiştir, İngilizler de “people who live in glass houses shouldn’t throw Stones” demezler mi?

Eğer “İleri demokrasi” de de “Devlet Millet için” ise, Devletin kolluk güçleri de yansız, güdümsüz, Millet için olmalı, değil mi?

Hem şu da unutulmasın, “açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” derler; AKP’li Belediyeler, sanki sütten çıkmış ak kaşık?

Ve final merhum Barış Manço’dan:

“Yaz tahtaya bir daha

  Tut defteri kitabı,

  Sarı Çizmeli Mehmet ağa

  Bir gün öder hesabı…”

Eminiz, er ya da geç, hesap ödenecek;

Neticede milletin istediği olacaktır,

Kuşkusuz