Etiketin yarısı, kapatıyoruz, ne alırsan al bir milyon… Aklıma geldi birden. Dikkat çekmek için neler yapılıyor diye… Bir küçük çocuğun kendisine gösterilen ilginin azalmasından sonra yaptığı hareketler de geldi aklıma. Dikkat çekmek için yaptığı kendisini aşan davranışlar… Hiç bir şey gelmedi mi aklına yere yatıp bayılma taklidi yapar. Yaşlı nenelerimiz ve dedelerimizde de dikkat çekmek için evlatlarını tüketen bir huy vardır. Sık sık bir taraflarının ağrıdığını söylerler. Bu dikkat çekme meselesi benim çok dikkatimi çekti. Eee bu yüzden de yazayım dedim.

          Sigaranın bile içilirken dikkat çekmek için iki parmak arasında olduğunu görünce hep gülesim gelir. Kenar mahallelerde tesbihin yanında çakının sallanması ayrı bir ilginçliktir benim için. Kenar mahalle dedim ama küçümsedim sanmayın. Bende oranın çocuğuyum. O büyük otelin önünde durmayan otobüslerin kalktığı yerde oturuyorum bende. Akşam olduğunda koşarken bir polisin durdurup “Kimden kaçıyorsun? Suçun ne?” sorularını sorabileceği o sokakta oturuyorum. İşte bende kendimi tasvir ederken dikkat çekmeye mi çalıştım acaba? Bilemiyorum… Ama bilemiyorum deyip kestirip atmayacağım. Dikkat çekmek için yapılan şeyler o kadar ilginç, tuhaf, şaşalı ve o kadar da acımasız olabiliyor. Ne düşündüğün ve neler yapabileceğinin öneminin olmadığı bu günlerde dikkat çekerek düşündürmek bana yararlı gelmiyor. Ne kadar özgürüz sorusuna cevap bulamadan canım hiçbir şey yapmak istemiyor benim. Abarttım ya. Daha soru sormaya bile cesaretimiz olmadan hangi özgürlüğün derecesini ölçmeye yelteniyoruz ki? Soru sorsan dikkat çekmek için ortalığı karıştırıyor derler. Sussan enayi derler. Bağırsan arkadaşım burası hastane yüksek sesle konuşulmaz derler. Ne derlerse desin deyip inatla devam etmekte olmuyor. Eleştirileri muhatap almadan da konuşulmuyor be arkadaşım!

           Tartışmaya girmeyeceğim bir şey daha geldi aklıma. Bu dönem ekranlarda kadınlar dikkat çekme objesi olarak kullanılıyor. Umarım bunda hemfikirizdir.  Artık insanların neyine hitap etmesi için bu yapılıyor, günahları boynuna. Ne kadar seviyesiz oldu değil mi belli başlı medya patronları? Kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor insanlarımız. Dikkat çekme cinayetleri işleniyor televizyonun vesile olduğu kanallarda. Ama nedense çekirdek yerken izlemesi bir başka oluyor diye vazgeçilmiyor bu dikkat çekme cinayetlerinin. Ne diyeyim sonunda, bilemedim. Bakın bende dikkat çeksin diye başlığı böyle yazdım. Biraz da elimizi mantığımıza koyalım!

Basın ve Hadi Yazalım Özgürlüğü

          Bu özgürlük bana göre halen yok. Bu özgürlüğün halen var olduğunu iddia edenlere şaşırıyorum. Bu özgürlük varsa da Mehmet Ali Birand, Uğur Dündar ve Metin Uca da var. Bu özgürlük en çok onlar da. İstedikleri gibi yazarlar çizerler. Modernlik adına çağdaşlık adına attıkları sloganlar kitaplara sığmaz. Ama kendilerinin aleyhine yazanları çağ dışı olmakla suçlayıp alay ederler. Onların medeniyeti bu kadar işte. Hıncal Uluç’a biraz kulak verdim. Ne diyeyim ki şimdi? Bırakın basın özgürlüğünü kullansın yahu. Neyse çoğumuz neyin ne olduğunu anladık… Ben zaten özgürlüklerin altında halen fay hattının bulunduğuna inananlardanım.
           Nedense bu günlerde mantık kavramının çok duyulmasını ve bu konu üzerinde dikkat çekilmesini istiyorum. Haydi hayırlısı…

Soru: Medeniyet için mantık mı vicdan mı?