Bugün öğlen saatlerinde Sinan Oğan ile ilgili yaptığım bir yorumuma Aslan yürekli ülkücü arkadaşımız Sayın Dursun Ali Akgün’den bir okkalı cevap almıştım. Değerlendirmesinde kelimesi kelimesine “Sinan Oğan disiplin kurulunda aklanmıştır. Değerli genç, şaibesi olmayan bir kardeşimizdir hayırlı olsun” demişti. Bende cevaben kendisine: Merak etmeyin Sinan Oğan’ı aklayan yönetim fesih edilecektir demiştim.

Akşamüstü MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, MHP Iğdır il teşkilatının görevine son verildiğini bildiren, bizleri şaşırtmayan o antidemokratik yazılı açıklamasını yapmıştır. Sizin demokrasi algı ve anlayışınız da AKP’den farksızdır. Recep Tayip Erdoğan da aynısını yapardı. Söyleyin milletim! Demokrasi daha hangi baharda?

 

BİZ RANTIZ!

Son aldığımız bilgilere göre, Kaçkar’ın çocukları sille tokat dövülüyor ve “yeşil yol” adındaki dozer ve kepçelerden mürekkep rantiye kervanı engel tanımadan yeşilin ciğerlerine doğru ilerliyormuş.

—Siz Gezi Parkı’ndaki ağaçları söktürmezsiniz ha, biz adamın dedesinin, anasının, yaylasına çıkar, çocukluk anılarının köküne kepçe vurur, yeşillerini başına geçirir ve buna direnenlerin topunun ağızlarına da Çamlıhemşin’in, Kaçkarların yeşil çimenlerini tıkarız ulan. Biz rantız lan! Biz rant!

 

DEMEDİ DEMEYİN!

3 Kasım 2002 tarihini erken seçim günü ilan ederek AKP’yi üstümüzde egemen kılanlar, bu egemenlerin egemenliğini neredeyse ölümsüzleştirmek için yine işi yokuşa sürüyorlar ve ülkeyi yeniden bir erken seçime sürüklüyorlar. Yenilen yiğit güreşe doymazmış, hatta yöneticiler akıllarını başlarına devşirmezlerse, yiğit sanılanlar yeniden barajın altına bile gidebilirmiş. Demedi demeyin.

 

TUNUSLU FİTNECİ

17 Aralık 2010 günü 26 yaşındaki Tunuslu Muhammed Buazizi, bir pazar yerinde kendini yakmış olmasaydı, bugünlerde Beşar Esad ve İngiliz eşi Esma sultan yine Bodrum sahillerinde kendisini kardeşim diyerek kucaklayan biriyle tatil yapıyor olacaktı. Ne IŞİD ne terör maymuncukları, tüm suç Tunuslu fitnecinin.

 

ADALETSİZLİK ÜZERİNE

 

Adaletsizliğin ve yolsuzluğun hüküm sürdüğü yerlerde toplumun alt kesimlerinin görmezden gelinmesinin mecburiyeti vardır.

Yolsuzluğun yapılabilmesi için gasp edilen hak ve karşılığı zenginliklerin olması gerekmektedir. Yolsuzluğun adaletle düzeltileceği gerçeğinden ise, adaletsizliğin olağanlaştırılması lazımdır. Şimdi ülkemizde de aynen böyle oluyor.

Son 13 yıldır ülkeyi yönetenler, alt tabaka ve ezilenlere iyice sırtını dönmüş durumdadırlar. Fıtrat sıfatlı kazalarla halk yoksulluk kaderlerine ilaveten ölümlere gönderiliyor. Karşı koymalara mani olmak için, seçim barajları düşürülmüyor, düşünceyi baskı altına almak için ise, gece mesailerinde makul fıtratlı tutuklama ruhsatları yasalaştırılmaktadır.

Şimdi siz bu engellere karşı koymak yerine, yasamanın mabedini yine aynı ellere teslim ettiniz. Allah ile birlikte şükür ki şimdi bütün bu olan bitenleri milletimiz de görüyor.