Tarihte iz bırakanlarımız, inandığı değerler uğruna mücadele edenlerimiz hep acılar yaşamış, büyük bedeller ödemiştir. Koşulsuz bir sevdaya gönül vermenin, yaşamda kalımla ölüm arasındaki iki seçenekli bir tercihidir mücadele. Kısacası; ya vazgeçeceksin sevdandan, yada vazgeçeceksin yaşamından. Kimisi sevdasından geçip yoluna devam etmiştir, kimisi sevdası uğruna yaşamını feda etmiştir.

Öğretmen bir anne-babanın çocuğu olan Teoman Öztürk, 1940 Kars doğumludur. Ailesinin muhalif tavrı, beş yılda beş şehir değiştirmemelerine neden olmuştur. Bahsi geçen yıllar; demokrat partinin baskı uygulayıp, göz açtırmadığı yıllar. Aslında günümüzde yaşatılan ve dayatılan koşullarla, o yıllardakiler arasında çokta fark olmadığı anlaşılıyor. Muhalif tavır her dönem baskıya maruz kalıyor. 

Teoman Öztürk, İTÜ Mimarlık Fakültesi'ni kazanarak, efsane olarak nitelendirildiği TMMOB başkanlığına ilk adımını buradan atmıştır. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin 1973 ve 1980 yılları arasında başkanlığını yapmıştır. TMMOB tarihinde mücadeleci, direngen ve örgütçü yanıyla efsane başkan olarak yazılmıştır adı. Mühendis, mimar hareketinin toplumcu bir çizgiye sahip olup ilerlemesinde, önderlik etmiştir. TMMOB mücadelesinde, akla ilk gelen isimlerdendir Teoman Öztürk. Yaptığı mücadelenin gerektiğinde bedelini ödemeyi de göze almıştır. 1982 ve 1983 yıllarında cezaevinde yattığı dönemler olmuştur. Geleceğe dair umudunu hiçbir zaman yitirmeyen Teoman Öztürk, acılar yaşamış, mücadele döneminde dostlarını yitirmiş, baskılar görmüştür. Ailesini, mücadelesini ihmal etmeme çabasını, kendi için çokta gösterememiştir.

Teoman Öztürk’ün kızları Elif ve Aslı ile yapılan röportajda, babaları hakkında;

Elif: "Çok okuyan bir insandı. Geniş bir kütüphanesi vardı. Toplumsal ve mesleki anlamda ciddi bir birikime sahipti. Çok önemli süreçlerin tanığıydı. Bu süreci kendi gözü ile yazmalıydı. Bunu istediğini de biliyorum. Çok sıkıştırdığımda "Başladım, yazıyorum" demişti. Ölümünden sonra sadece başlıkların olduğu notlar buldum. Bunu yapamaması, kendi gözü ile anlatamaması haksızlık." 

Aslı: "Fethiye'yi çok severdi. Orada dostları vardı. İlk hastalığı sırasında Numune'de tanıştığı Dr. Erol abi ile iyi dostluğu oldu. Erol abi eşi ile Fethiye'ye yerleşince babamda gitti. Oralarda güzel başka dostlukları da oldu. Kaya köyünü çok seviyordu. Oraya yerleşip kitap yazacağım diyordu. Fethiye ve yazmak iki keşkesi sanırım." demişlerdir.

TMMOB’un ‘4 Mayıs 1980 yılında ‘24. Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında yer alan cümleler, TMMOB mücadelesinin özeti şeklindedir. Çok beğenildiğinden kitapları süslemekte ve günümüzde de sıkça kullanılmaktadır.

"...Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği, baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız..."