Hani hep diyorum ya Galatasaray ve Fenerbahçe’ye ülkemde çoğu şeyden daha çok ilgi duyuyor diye…
İşte yine gördünüz önemini ve onlara duyulan ilgiyi.
Galatasaray’daki seçim maratonu medya muhatabında genel seçimleri biraz geride bıraktı.
Evet futbolu sonuna kadar eleştiriyorum.
Futbol, spordan çok bir ticaret sektörü haliyle devam ettiği sürece futbolu hep eleştireceğim.
Arkadaşlar arasında haftada bir kere halı sahaya abone olunarak oynayan o hararetli dost muhabbetli futbol, benim için her zaman iyi bir yerde duracak ve futbolu hep halı sahada hatırlamak isteyeceğim…
Ayağı kullanmanın aklı kullanmaktan daha çok para ettiği bir sektörü ben hiçbir zaman sevemeyeceğim…
500 profesörün toplam maaşıyla bir futbolcunun transfer ücreti hep böyle uçuk farklar yaratmaya devam ettiği sürece futbol sektörünü adamdan saymayacağım…
Yine kendi mantığımdan şüphe ediyorum tabi ki de…
Ben mi abartıyorum? diye…
Bir Beşiktaş’ın transfere harcadığı parayı düşünelim.
Hani dünyaca ünlü yıldızı kendi takımlarına kazandırmak için yaptığı fedakarlıkları…
İstanbul’da ona güzel bir ev buldular.
En lüks arabayı altına çektiler, caddelerde geceleri gezsin diye…
Hayat standartlarının en üst seviyesini ona verdiler, iyi top oynasın diye…
Ama bir profesör, bir öğretmen, bir doktor onlar kadar para alamıyor maalesef.
Bu futbol patronlarının akıla mı yoksa ayağı mı değer verdikleri apaçık ortadayken mantıklı olduğumdan emin olmalıyım galiba…
Evet ülkemde Galatasaray kadar dikkat çekmiyor çoğu şeyler…
Ülkemiz yine bir genel seçime giderken Galatasaray Spor Kulübü’nde yaşanan olayların böyle gündemi çok meşgul etmesi beni rahatsız etti.
Nelerle uğraşıyoruz diye hep canım sıkılmıştır.
Okuyup araştırmadığımız bu günler de oturup televizyon başında sömürülmemiz beni hep tedirgin etmiştir.
Çareyi bilemiyorum.
Çözüm sunmak belki haddime değil.
Ama ki biraz mantıklı olmaya davet etmek hakkımdır, sanıyorsam…
Elimizi vicdanımıza koyduğumuz kadar biraz da elimizi mantığımıza koyduğumuz zaman birçok şeyinde çözüleceği kanaatindeyim.
Bırakın bu kadarını demeye hakkım olsun.
Bu hakkı kendimde görmek istiyorum ve birazcıkta görüyorum.
Neyse hayırlısı.
Adana’da Seçim Bürolarına Molotoflu Saldırı
Duymuşsunuzdur…
Geçenlerde Adana Milletvekili Adayı Sayın Ömer Çelik’in bürosuna molotof ile saldırı yapıldı.
Ömer Çelik bunun korkakların işi olduğunu vurguladı.
Evet demokratik yollardan çözüme gitmeyenler bu yollara başvuruyorlar.
İşte bu da kendilerinin kaybetmelerine yol açıyorlar.
Ülkeye zarar veren bu karaktersizlerin amaçların ülkeyi kaosa götürme hedeflerinin olduğunu hepimiz biliyoruz.
İnsani yollardan çözüm bulmak varken bu yollara başvurulması çok üzücü.
İnsan canının, emeğinin bu kadar göz ardı edilmesi bu kadar önemsenmemesi çok düşündürücü…
Umarım hep insani yönlerden çözüm arayanlardan oluruz.
Umarım hep birlikte Renkli Bir Türkiye oluruz.
Soru: Medeniyet, bir molotofun ateşinde çözüm aramayı kabullenir mi?