Neden İstanbul’dayız?

Bana kısmet olmadı bu toplantıya gidip izlemek ama Zihni Beyin İstanbul’da yaptığı konuşmanın üzerinden birkaç kelam da ben edeyim istedim. Sanırım bunu becerebileceğim.
Altın Koza’nın tanıtımı için İstanbul’a gidileceği günler öncesinden belli oldu.
Her gazeteden bir kişiyi İstanbul’a götürme kararı alan Büyükşehir Belediyesi isimleri belirledi.
Günaydın adına bu toplantıya ben katılacaktım.
Hazırlıklı olarak gidip bazı sorular da sormak istiyordum.
Kısmet olmadı. Eşimin ani rahatsızlığı ve ameliyatı nedeni ile bu toplantıya katılamadım.
Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz’ın İstanbul Hilton Oteli’ndeki basın toplantısı sırasında yaptığı konuşma sırasında neden İstanbul’dayız? Sorusuna verdiği yanıtı gördüm.
Bu sorunun yanıtı ‘sizleri bu festivale davet etmeye geldik’ olmuş Sayın Aldırmaz’ın yanıtı…
Ertesi gün yaygın gazeteler başta olmak üzere bazı yayınları dikkatle izledim. İstanbul’dan Adana’ya davet edilen meslektaşlarımız haberleri çok da iyi değerlendirip görmemişler.
Demek ki neden İstanbul’dayız sorununun yanıtı pek amacına ulaşmamış.
Adana’da festival yapıyoruz ve İstanbul’a davete gidiyoruz.
Bunu daha önceki yıllarda Aytaç Durak yapıyordu.
Bir adet Durak’ın izinde yürüme gibi olmuş bu eylem…
Altın Koza’da da aynı duyarsızlık yaşanır ise hiç şaşırmam diyerek sözümüzü bağlayalım.


Xx

Kantinlere dikkat!

Benden uyarması. Demedi demeyin.
Yetkililere, etkililere buradan çağrıda bulunalım.
Okullar açılıyor, dertler başlıyor. Okullar açılmadan önce okul kantinlerinde garip işler dönmeye başlamış.
Demek ki bu kantin işinde iyi para var.
Öğrenci sayısı az olan okullarda bile kantin konusunda yani ihalelerinde önemli işler dönmeye başlamış.
Milli Eğitim ihalenin kaç liraya gittiğine bakıyor. Haliyle yüksek rakamla bu işi alan firmadan yüksek rakam kazanmayı düşünüyor.
Kantin ihalesini kovalayan kişiler, bu yüksek rakamla kantin kiralama işinin kantinleri ele geçirme operasyonu olduğunu iddia ediyorlar.
İddia odur ki, etrafındaki insanlara güçlü olduklarını göstermek isteyen kantin ihalesi kovalayanlar, 200 öğrencinin bulunduğu bir okula 30 bin lira fiyat veren firmanın aksine 173 bin lira fiyat veriyor.
30 bin lira nerede, 173 bin lira nerede?
400 öğrencilik bir okulda ise 20 bin lira veren bir firmaya karşılık 43 bin lira fiyat veren firmada oluyor.
Burada garip bir durum var. 20 bin lira verende para kazanmayı düşünecek, 43 bin lira verende!
Kantinlerde ne satılıyor ki bu kadar para verip kazanç elde edilsin?
Garip değil mi?
Bu konuda Adana Milli Eğitim Müdürlüğü ne düşünür bilmeyiz ama kantinlerin denetim altına alınması, buraların iyi denetlenmesi, ihaleler konusunda ileriki dönemlerde sorun yaratmayacak bir uygulamanın yapılması gerekiyor diye düşünüyorum.
Bu uygulamaya göre, en yüksek fiyatı veren kişi doğal olarak okul kantinini alıyor. Ancak bir iki ay sonra, zarar ettim diyerek, kantinden çekiliyor. Böylece yeniden ihale açılıyor. Bu ihaleye yeniden giren kişi bu kez hem “Güçlü” olduğu imajı ile hem de “Zaten zarar ettiği” gerekçesiyle, diğer katılımcıların girmemesini sağlıyor ve aynı okula bu kez normal bir fiyat vererek, okul kantininin 10 yıl süreyle kendisinde kalacak sözleşmesini yapmaya hak kazanıyor.
Bu tür bir uygulama yapanların sadece Adana’da olduğu, başka illerin kantin ihalelerinde böyle grupların olmadığı belirtiliyor.
Adana Milli Eğitim ve Valilik Makamının bu anlamda nasıl bir yol izleyeceklerini merak ediyorum.
Bu anlamda yapacakları bir çalışmayı da kamuoyuna duyurmayı görev sayarım.

Xx

Halis Aslan Beyi tebrik ediyorum


Adana'da 2 yıl önce başlatılan ve özellikle teröre eğilimli ya da terörden mağdur olmuş ailelerin çocuklarını kapsayan "Sevgiye Uzanan Eller Projesi" çerçevesinde çok önemli projelere imza atılıyor.
Bu heyecanı görmek, yaşamak gerekiyor.
Yaşamayan bilmez.
Vali İlhan Atış’ın çalışan gazeteciler ile veda etmek amacıyla makamında düzenlediği basın toplantısı öncesinde görüştüğüm Vali Yardımcısı Halis Aslan’ın bu ‘Sevgiye Uzanan Eller Projesi’ konusundaki heyecanına tanık olunca, ‘tebrik ederim’ demekten başkaca bir şey elimden gelmediği için onu yaptım.
Yarının aydınlığı olan bu çocuklardan güzel sonuçlar alınacak onu biliyorum.
Katkı koyanlara da teşekkür etmek gerekiyor.
Halis Aslan konu ilgili toplantı sırasında yaptığı şu konuşmayı ben çok önemsiyorum.
‘Sizler bizim çocuklarımızsınız. Sizleri her türlü kötülüklerden korumak biz büyüklerin asli görevidir. Sizler de bizlerin sevgiyle uzattığımız elimizi boş bırakmıyor ve etkinliklerimize katılarak ilginizi gösteriyorsunuz. Yarınlar sizindir. Biz yarının aydınlık Türkiye’sini hazırlamak için çaba gösteriyoruz. Sizleri seviyoruz. Sizlerin de bizi sevdiğinizi biliyor ve mutlu oluyoruz" dedi.
Mutluluğunuz daim olsun Sayın Aslan.

Xx

Harika bir proje

Herkes iftar yemeği verdi ama Mahmut Çelikcan’ın iftar yemeği bir harikaydı.
Yüreğir Belediyesi’nin iftar yemeği kadar amacına ulaşan bir iftar yemeğine bu yıl katılmadım desem yalan söylememiş olurum.
5 yıldızlı otelde verilen iftar yemeğinden daha anlamlı, nezih, konumu itibariyle enfes bir manzara ile insanları ağırlayan Mahmut Çelikcan’ın bu düşüncesi inanın hoşuma gitti.
Devamının gelmesini dilerim. Kimler bu konuda katkı koymuş ise ellerine sağlık.
2 bin yıllık tarihe sahip Taşköprü’nün üzerinde iftar yemeği…
Mükemmeldi.
Okunan Kuran ve edilen dualarla insanları ağırladılar.
Başkan Çelikcan’ın şu konuşmasını sizlere aktarmak istiyorum.
"Dünyada bu tür yapılar çok güzel bir şekilde kullanılıyor. Bizler Taşköprü’den bu anlamda yeterince istifade edemiyoruz. Ramazan münasebeti ile insanlarımızın sofralarını paylaşması güzel bir âdetimiz. Biz de istedik ki bu tarihi mekânda İslam’ın temel ibadetlerinden olan Ramazan orucunun iftarını hep birlikte açalım. Adana’nın eşsiz güzelliğini bu mübarek ay da bu muhteşem mekândan birlikte izleyelim. Bu vesile ile de kentimizin idarecileri ile vatandaşlarımızı bir araya getirmiş olduk"
İyi ettin başkan. Eline, koluna sağlık.