Dün akşam karanlığının İstanbul’a çökmesiyle, tüm Türkiye uzun ve üzücü bir gecenin karanlığından sabahı karşıladı...Yaş olarak genç sayılmam, fakat dünya siyasetini de takip eden bir gazeteci olarak öngörüm şudur ki; kendi halkıyla çatışan lider, hiçbir zaman iflah olamamıştır. Yakın tarih bunun gibi misallerle dolu. Geceyi Adana sokaklarında, İstanbul’dan gelen kasvet ve insanın vicdanını sızlatacak olay ve görüntülerin yansımasını analiz ederek geçirdim.

            Taksim’den filizlenen ve tüm Türkiye’ye kök salan olaylar ve yaşananlardan çok, hükumetin ve onun şaşkın polisinin, tahammül duvarlarını aşan, kendi insanına , saygısını ve sevgisini kaybedişinin gerçek öyküsünden bahsetmek istiyorum.

            Önce canım devletimizi emaneten idare etmek için 11 yıldır başbakanlık koltuğunu meşgul eden Recep Tayyip Erdoğan ve onun, Akp’nin bakanlarından bir konuya girizgah yapayım kısaca. Başbakan, yaptığı açıklamalar, ortamı germesi, işine geldiğinde Avrupa’yı örnek göstermesi ki alkol yasa tasarısı bunun son örneği, işine gelmediğinde oraları ciddiye almadığını dile getirip,en okkalı eleştirileri sarf etmesi, hatta dünkü mitinginde ülkücü bayraklar sallatarak, bazı kesimlere mesaj verme kaygısına girişmesi, “Gezi” parkı eylemlerinde bulunmayan, adı sanı geçmeyen bazı oyuncuk ve şarkıcıklarla her ne hikmetse “Gezi” açılımına karanlık ışık tutması, ve daha sayacağım çok ayrıntı varken bunlar “MARJİNAL” yaklaşım olmuyor. Annesi, pusetinde bebeği, elinden tuttuğu çocuğu, genci ve yaşlısıyla, Anayasa’dan doğan yasal gösteri hakkını demokratik olarak kullanmaya çalışan vatandaşlar, Marjinal oluyor. Sokaklarda polise taş atan, Molotoflu saldırıda bulunan maskelilere  bunu söylemesini anlamaya çalışırken tüm dünya, şimdi annelere, çocuklara, gençlere “Marjinalleştirme” algısını tercüme edebileceğini sanmıyorum.

            Bir içişleri Bakanı var "Çıt" çıkarmıyor , Türkiye uyumuyor, ayakta, Hastaneler basılıyor, Tomalar serinlik saçıyor hastalara (!) ,otellerde çoluk çocuğun üzerine gaz bombaları atılıyor, devletini değil hükumetini temsilen,ayarsız, kontrolsüz, zaten matematiği olmadığından orantı kuramayan, şiddet kusmak için karanlığı bekleyen polis kıyafetli  insanlar grubu (!) “Marjinal” olmuyor, otelde isyan eden çocuğuna pet şişede ki su yada sirkeyle müdahale eden anne, yada gençler, Hastaneye basınçlı suyla püskürtülen hastalar “Marjinal” oluyor.

            Devlette korsana yatıyor artık ... Yaptıkları şiddetin izlerini silmek için numaralarını saklayan polis kıyafetli grup Marjinal değil, tomanın altında can çekişirken tekmelenen vatandaş marjinal…

            Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın vatandaşı için yaptığı açıklama hiç marjinal bir yanı yok mesela !

“Bu günden sonra eyleme destek için Taksim’e gelenler, terör örgütü mensubu olarak değerlendirilecek” Bu lafı güzafı bir bakan (!) sarf ediyor… Gerisini siz düşünün, başbakanın ne derece gözünün kararmış olabileceğini.

            Türkiye çok özel günler yaşıyor, çok zor günler geçiriyor. Kolay değil, 11 yılın birikimi, demokratik olmayan uygulamalar, sözde “Kürt Açılımı” yla meşrulaşan PKK, İmralı da yatan caninin, “Sayın” sıfatına terfi ettirilmesi, yasaklar,Atatürk, Bayrak ve TC derken zıvanadan çıkan yurttaşın işi çok zor… Hükümet baba “Sağduyu” ya kulak tıkamışken, insanlarımızdan bunu beklemek zor  vesselam.

Evet, Sağduyu sağırlaştı… Canım memleketimde… AKP hükümeti, ülkenin genleriyle oynaması sonucunda, olan oldu ve sağduyumuz duymaz oldu. Ne siyasetçisinde, ne vatandaşında ne gazetecisinde nede polisinde…


         Bu ülke ve insanları , sokakları daha da kaosa sürükleyecek hareketleri hak etmiyor.  Bu yüzden hengi düşüncede olursanız olun, hangi partiye yakın olursanız olun, oyuna gelmeyin. Türkiye’yi 40 yıl öncesine döndürecek hareketlerden uzak durulmalı. Bugün tepkilerini eylemlerde, olaylarda gösterenler, sağduyularına kulak vermeli ve asıl notu Akp’ye 8 ay sonra sandıkta vermeli. Artık kavga ve gürültünün hızı kesilmeli… Hükümetin yapamadığını vatandaş yapmalı ve daha akılcı, sakin ve kanayan fakat yaşan sevgi kırıntılarından koca bir umut oluşturmalı.