İnsanoğlunun yaşamını idamesi için önemli iki unsur vardır enerji ve su kaynakları…
Susuz yaşam olmaz. Enerji de yaşamımızın en önemli unsurlarından biridir. Ülkelerin gelişmişlikleri ve güçlü olmaları; sanayileşmesi, endüstrisi ile doğru orantılıdır. Gelişmiş ülkelere baktığınız zaman bunu görebilirsiniz. Şimdi enerji ile ilgili birkaç düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Nükleer Enerji taraftarı değilim, ama karşıt ta değilim ben güzel ülkemin gelişmiş ülkeler arasında yer almasını dünyada daha fazla söz sahibi olmasını, halkımın ekonomik ve sosyal refah seviyesinin en üst düzeyde olmasını istiyorum bu nedenle konunun uzmanı olmamama rağmen yine de araştırmalarım çerçevesinde fikirlerimi  sizlerle paylaşmak istedim.
Dünya Nükleer Enerji kullanırken biz hala yurdumuzda kullanıma geçelim mi geçmeyelim mi tartışmaları yapıyoruz. Nükleer enerji reaktörlerini yok oraya inşa edelim yok etmeyelim diye hala tartışırken, gelişmiş devletler nükleer enerjiyi kullanıyor hatta yeni reaktörler inşa ediyorlar ve gelişmesini istemedikleri devletlere nükleer enerjiyi kullandırmamak için her türlü karşıt platformları her konuda destekliyorlar. Bunun yanı sıra alternatif enerji kaynaklarını da araştırmaya devam ediyorlar. Nükleer enerjinin gerekliliğini aşağıda haritalarıyla birlikte verdiğim verileri dikkatle incelediğinizde siz de göreceksiniz.Ülke haritalarında, kırmızı renkte bulunan işaretler, nükleer enerji santrallerini ifade etmektedir bakınız ;

\"\"

Amerika’da  halen 104 reaktör kullanımda 22 sökülmüş 1 sökülme aşamasında bir reaktörün inşası devam ediyor.

 

\"\"

 

Almanya’da 20’si kapatılmış 17’si hala faaliyette toplam 37 reaktör,

\"\"

 

Çin 11 reaktörünü hala kullanırken 19 reaktörün de inşasına devam ediyor,

\"\"

 
Fransa ‘Nükleer enerji zararlıdır’ safsatasının başını çekerken  70 reaktörden  11’ini kapatmış 59 reaktörü halen kullanıyor 1 tane reaktör inşasına da devam ediyor haritada da gördüğünüz gibi Paris’in göbeği denilebilecek kadar yakınında iki reaktör var,

\"\"

 

İngiltere’nin başkenti Londra’da iki adet kullanılıp kapatılan reaktör var toplam 45 reaktörden 19’u hala kullanımda

 \"\"

sürekli depremle yaşayan  Japonya’nın bakın teknolojide savaştan sonra hatta atom bombası atıldıktan sonra bu kadar kısa sürede bu hızla yükselerek dünya devi olma nedenini yukarıdaki haritada görüyorsunuz. Hali hazırda Arjantin,Belçika,Brezilya,Bulgaristan,Çek-Cumhuriyeti,Finlandiya,
Güney Afrika,Kazakistan,Hindistan,Pakistan,Slovenya gibi ülkeler, Ermenistan dahi nükleer Enerji kullanıyorlar. Bu haritalardaki detayları ve nükleer enerji ile ilgili merak ettiklerinizi konunun uzmanlarından öğrenmek isterseniz http://www.nukleer.web.tr/  adresini ziyaret edebilirsiniz
Bir filozof ve bu konunun uzmanı olan bir büyüğümüzün de dediği gibi unutmayın ki insan hiçbir fikri olmadığı ya da çok iyi bildiği şeylerden korkar.  Hiçbir fikriniz yoksa lütfen fikir edinmeden nükleer enerji karşıtı olmayın.

Şimdi gelelim nükleer enerjide kullanılan Uranyum’a… Uranyum (kullanmaya başlarsak tabi) belirli bir süre sonra tükenecek, ya sonra?
Kaynağı sınırlı olan fosil yakıtlar gibi Nükleer enerji de bir süre sonra bitecek haliyle. Çünkü nükleer santrallerde kullanılan uranyum doğada çok az miktarda bulunan bir madde dolayısıyla tahmin ediyorum ki yakın bir zaman dilimi içerisinde atom endüstrisinin yakıtı da  tükenecektir tabi insanoğlu yeni bir şeyleri keşfedip bu madenleri bi şekilde temin etmenin bir yolunu bulmazsa . Belli bir süre sonra uranyum ile beraber petrol ve doğalgaz da tükeneceği için insanlık, ancak yenilenebilir enerjilerle ve enerji kullanımında gereksiz kayıpları önleyerek enerji ihtiyacını karşılayabilecek ve Nükleer Enerjiye Alternatif kaynaklar arayacak. Bu kaynaklarsa; Güneş, rüzgâr, su ve organik atıklardan elde edilecek enerjidir. Almanlar enerji ihtiyaçlarının 2050 yılında tümüyle yenilenebilir enerjiden sağlanabileceğini belirten bir plan kurdular. Almanya gibi yüz ölçümü küçük,yoğun nüfusu olan, enerji kullanımı da yoğun olan ve yüksek hayat standartına ulaşmış bir ülke için mümkün olabiliyorsa bu plan, her ülke için de mümkündür. Şu an, dünyada kullanılan toplam enerji miktarından daha fazlasının 2050 yılında sadece yenilenebilir enerjiden elde edilebileceğini enerji sektörü ilgilileri dahi kabul ediyorlar. Dünyanın enerji ihtiyacı; güneş enerjisiyle ısıtma ve elektrik üretme tesislerinden, rüzgâr santrallerinden, barajlardan ve organik atıklardan enerji üreten farklı teknolojilerden karşılanabilir. Aynı zamanda Dünyanın enerji ihtiyacındaki artışı sınırlandırmak için enerji kullanımında tasarrufu sağlayan teknolojiler geliştirmek ve kullanmak gerekiyor. Güneş enerjisi sektörünün hızla gelişmesi, yeryüzünde sınırlı miktarda bulunan ve  enerjiye dönüştürülen hammaddeler için savaşların çıkmasını engellemek yolunda da önemli bir adım olacaktır. Aynı zamanda yenilenebilir enerji sektörü daha da gelişirse; dünya çapında milyonlarca insana istihdam da sağlanabilir, Dünyadaki iklim değişikliğinin de  acilen önüne geçmemiz gerekiyor yoksa insanlık yok olacak mevcut hidroelektrik ve termik santrallerin neden olduğu dünyamızın sonunu getiren küresel ısınma ve ozon tabakasına verdiği zararı da bertaraf etmiş oluruz ki bu yaşanılabilir bir dünyayı miras olarak bizden sonraki nesillere bırakmak için önemli bir gelişim olur diye düşünüyorum.

Sonuç olarak insanoğlunun kendi kendini yok etmesini engellemenin tek yolu; ‘’Nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarıdır.’’ görüşünü savunuyorum.

Yaşanılabilir bir dünyayı gelecek nesillere bırakabilmek umuduyla saygılar…