İnsanoğlu tuhaf bir varlık. Yaz gelir sıcaktan şikayet eder, kış gelir soğuktan... Bahara ses çıkarmaz vesselam... Yazsam mı yazmasam mı diye çok düşündüm. “Başka konu mu yok” diye serzenişte bulunanlar olabilir diye iç geçirdim. Konu çok ama gündeme dair farklılıklar için kullanmak lazım köşe diye tabir edilen bu sütunları...
Sadede gelince... Seçime kısa bir süre kaldı. Malum, MHP ve Recai Yıldırım, Adana'da en çok konuşulan CHP milletvekili adaylarının önüne geçti. MHP cephesinde de sular durulur gibi bu aralar... Tek kişinin hatasını koca camiaya bağlamak yersiz. En iyisi mi biz yine dönelim CHP'ye... Geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sürpriz bir şekilde Adana'nın ilçelerini gezdi. Adayları da yanına alan Kılıçdaroğlu, son olarak bir restoranda yemek yedi. İnsanoğlu tuhaf bir varlık dedik ya hani... Bu söz tam da burada devreye giriyor. Tüm adaylar Kılıçdaroğlu'nun etrafında isimlerinin yazılı olduğu sandalyelere sıralandı. Dikkatinizi çekiyorum henüz milletvekili olmamış adaylar... Milletvekili aday sıralamasına girememesine rağmen Adana ziyaretinde Kılıaçdaroğlu'nu her adımında yalnız bırakmayan Adana Milletvekili Hulusi Güvel, hariç... Restoranda bulunmasına karşın Kılıçdaroğlu'nun masasında Güvel'e yer ayrılmamıştı. Kılıçdaroğlu'nun kibar hareketiyle Güvel, masanın baş tarafına yerleştirilen sandalyeye oturdu. Güvel'in CHP Adana camiasına verdiği önemi anlatmamıza gerek yok. 12 Haziran'a kadar milletvekili olduğu da unutulmamalı. Kimse kaş yapayım derken göz çıkarmamalı. Tıpkı Kılıçdaroğlu ve Güvel gibi herkes kendine yakışanı yapmalı. Bu birinci olaydı. Konuyu fazla dağıtmadan okuyucuları düşünceleriyle baş başa bırakmalı..
***
Gelelim ikinci olaya... CHP'nin dördüncü sıra adayı Ali Demirçalı'ya... Aday olmadan önce hiçbir olumlu veya olumsuz hareketiyle gündeme gelmeyen müteahhit Demirçalı ile ilgili her nedense çok şey konuşulmaya başlandı. Adam gökten zembille inmedi. Madem bu kadar çok yanlışı vardı şimdiye kadar neden gündeme gelmedi anlayamadık. Aday olduktan sonra gerek diksiyonu gerekse hatipliği tartışılabilir. Siyasette acemi olduğunu açıkça beyan ediyor zaten... Televizyona ilk çıktığında dizlerinin nasıl titrediğini de anlatıyor. Bu konularda samimi olduğunu kendisiyle yapacağınız kısa sohbette kolayca anlamanız mümkün. Siyaseti herkes anasının karnında öğrenmiyor. Siyaset bu, boynuz kulağı da geçebiliyor. Aslolan insanlara hakaret etmeden, çalışmaları esnasında bel altından vurmadan üstü kapalı veya açık bir şekilde eleştirmektir. Varsa belgeleriyle geçmişini de irdelemek elzemdir. Ama şimdiye kadar adını sanını dahi kullanmadığımız fakat adı milletvekili mazbatasını alacaklar arasında gösterilen bir insanı didik didik etmek bize çok doğru gelmiyor. Ali Demirçalı'yı seçim çalışmaları esnasında ve Meclis'e girmesi halinde kutsal çatı altında yakın plana almak daha doğru olsa gerek...
Biz öyle yapacağız...
***
Tüm annelerin ellerinden öperim.