Usame Bin Ladin öldürüldü. Evet bu haberi birkaç gün boyunca ana haber bültenlerinden, internet ortamından sürekli yayınladılar. Amerikalılar sevinç çığlıkları atıp sokaklara çıktılar. İkiz kulelerin intikamını aldıklarını düşündüler. Obama mutlu Amerika mutlu. Daha ne istesinler. Ama Obama da Amerika da her zaman endişeli ve korkak…

11 Eylül 2001. İkiz kulelerin yerle bir ediliş günü. Amerika’nın bunu bahane ederek dünyaya demokrasi dağıtmaya başlamasına sebep olan gün… Amerika özgürlüğünün temelinin atıldığı bir gün… Birçok kamu yoklamasında bile bu saldırının Usame Bin Ladin tarafından yapılmadığına inanılıyordu. Yani dünya bu saldırıyı da Amerika oyunu olarak adlandırdıydı. Yani dünya Amerika’ya yine inanmamıştı. Hatta birçok ilginç açıklamalar yaptı diye ünlü bir gazeteciyi görevinden aldırdıydı Amerika. İşte Amerika demokrasisi böyle işler kimse karışamaz. Dünyanın en özgürlükçü ülkesidir sadece kendilerine göre. Kendilerine göre hala demokrasi dağıtıyorlar Ortadoğu’ya… Kan ile demokrasi karışımı bir şeyler sunuyorlar gördüğüm kadarıyla. O zaman hiç iyi bir şey olmuyor bu demokrasi denilen şey. Kanla birlikte insana yakışır bir şey olmuyor bu demokrasi dedikleri özgürlükçü düşünce…

11 Eylül Amerika da olduğu kadar dünyanın da karışacağını zaten belli etmişti. Saldırının Usame Bin Ladin tarafından yapıldığını kamuoyuna sundu Amerika. Dünyanın en büyük teröristi olarak ilan etti. Yakalayana ödüller sundu. Zaman geçtikçe bu ödülü katladı. Yeter ki bulunsun dünya rahatlasın ve terör bitsin diye… Bu bahaneyle Irak’a demokrasi götürdü Amerika. 2 milyon insanı öldürerek demokrasiyi ilan etti Irak ta. Iraklı çocukların oyuncağı bombalar, mermiler oldu. Amerika demokrasisi yüz binlerce çocuğu öksüz bıraktı. Vay be ne demokrasiymiş arkadaş! Bize böyle anlatmamışlardı bu demokrasiyi. Biz böyle öğrenmemiştik. İyi ki de demokrasiyi Amerika’dan öğrenmedik. Bedeli ağır olurdu… Yazık çok yazık…

Usame Bin Ladin’i öldürdü ve büyük bir kutlamayla dünyaya duyurdular. İşte burada beni rahatsız eden ve düşündüren bir olay var. C.W Bush denilen bir insan daha var ortada. Bundan da bir hesap sormalı insanlık. Dünya unutmadı biliyorum ama neden hesap sorulamıyor bu üzüyor bizi. Usame Bin Ladin den daha büyük bir katil… Daha çok insanı katletmiş bir şahsiyet. Kanlı demokrasinin kurucularından. Katletme özgürlüğünün yönetim kurulu başkanı bir kişi bu bahsettiğim. C.W Bush… İnsanlığı yakıp yıktı. Çocukları anasız babasız bıraktı. Sivil ve masum insanların üzerine bombalar yağdırdı. Daha ne yapsın ki… İşte bu insandan da hesap sorulmalı. Mutlaka bu insanda yargılanmalı. Bu insan elini kolunu sallayarak hala rahatça yaşabiliyor. Bu yaptıklarından övünebiliyor. İşte Amerika’nın demokrasisi ve içinde barındırdığı demokratikleri böyle… Kan demokrasisini yaşatmaktan ve demokratiklerini içinde barındırmaktan haz duyuyor. Böyle büyüyor ve böyle katletmeye devam ediyor. Yazık demekten başka bir şey diyemiyorum. Dünya da sadece lanetlemekten başka bir şey yapamıyor. Ah ah bu demokrasi nereye kadar böyle devam edecek? Ne diyeyim ki başka…

Yine aynı dileklerimle yazımı bitiriyorum. Bu kanlı demokrasinin ve katletme özgürlüğünün insanlığa yakışmadığını düşünenlerdenim. Umarım bunlar artık insanlığa yakıştırılmaz…

Soru: Medeniyetlerini kanla sulayan ülkeler için diyecek bir şeylerimiz var mı?