
Keyhıdır, “İsrail, 77 yıldır işgalcidir. 77 yıldır kadınları, çocukları, öğretmenleri, gazetecileri, doktorları hedef alıyor; şehirleri, hastaneleri ve ibadethaneleri bombalıyor. 1948’de ne idiyse, bugün de odur: zulmün, işgalin ve insanlık dışı politikanın sembolü” ifadelerini kullandı.
“7 Ekim Bir Başlangıç Değil, Yılların Zulmünün Kaçınılmaz Sonucudur”
Muhammet Çelebi Keyhıdır, 7 Ekim 2025 tarihinde yaşanan gelişmelerin bir başlangıç değil, Filistin halkının onlarca yıldır süren zulme karşı isyanının bir yansıması olduğunu ifade etti.
“7 Ekim bir başlangıç değil, bir sonuçtur. Filistin halkı, kuşatılmış bir hayatın içinde onurunu, özgürlüğünü ve varlığını savunmaktadır. Bu direniş, bir halkın değil, insanlığın şeref mücadelesidir” dedi.
Keyhıdır, İsrail’in saldırılarında her gün yeni bir trajedinin yaşandığını vurgulayarak, “Gazze’de bombalanan hastaneler, yıkılan okullar, öksüz kalan çocuklar artık dünyanın vicdanını değil, utancını temsil ediyor. Her suskunluk, her gecikmiş tepki, bu vahşetin ömrünü uzatıyor” sözlerini kaydetti.
“Uluslararası Sessizlik, Zalimliğin Perdesi Haline Geldi”
Keyhıdır, dünya devletlerinin ve uluslararası kuruluşların yaşananlara karşı sessiz kalmasını sert bir dille eleştirdi:
“İnsan haklarından, özgürlükten, adaletten bahseden Batı dünyası, söz konusu Filistin olduğunda susmayı tercih ediyor. Bu sessizlik tarafsızlık değil, suça ortak olmaktır. Uluslararası toplum, adalet kavramını güç dengelerinin gölgesinde kaybetmiştir.”
Keyhıdır, Türkiye’nin Filistin meselesindeki duruşunun sadece diplomatik açıklamalarla sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek, “Gazze’ye yönelik saldırılar devam ederken Türkiye, sadece kınayan değil; diplomatik, siyasi ve insani boyutta öncü adımlar atan bir ülke olmalıdır. Filistin halkının yanında olmak, tarihî bir sorumluluk, vicdani bir borçtur” dedi.
Yüzlerce binlerce kınama şiddetli kınama lanetleme bir tek mermi etmez!
Terör örgütü israil güçten anlar!