Adana'yı yıkıp yeniden inşa etmek gerek. 
       En ufak yağmurda güney mahallelerin de oturanlar, ellerinde kovalarla, evlerine dolan çamurlu suyu boşaltırken görülür. Cadde ve sokaklar, bazı yollar trafiğe kapanır, malum olimpik havuza dönmüştür... Çalışmayan logarların görevi bittiğinde (!) suların canı sıkılıp çekildiğinde, bir de asfalt yolların yalakları, hendekleri caddelerin isiliği gibi ortaya nemalanır.
En küçük depremlerde, öle 4-5 richterler bizi hemen keser... Yapılar ya çöker yada ağır hasar oluşur. Millet 6-7 richter ölçeğinde normal yaşamını sürdürürken, bizde kıyamet kopar, toplu mezarlar kazınır...
       Bence Adana'yı kuzey güney demeden yıkıp baştan inşa etmek gerek. Hazır el atmışken tabi ki o idarecileri, bürokratları da. 
       Zaten bir şehir planı yok,estetiği yok, alt-üst yapısı yok, sosyal yapılaşma yok. Fakat hafif raylı metrosu var mesela örnek olabilecek, evlere şenlik tadında !!!
       Elin Fransız'ı yaklaşık yüz sene önce yapmış, Atatürk Caddesi, Ziyapaşa Bulvarı civarına bir bakın... Blok,blok şehir varken, üç adım ilerde, bizimkilerin blokları var ! Güneyinde de beton ormanlığı !
        Yeni seçilen başkanları tenzih edip ayırdıktan sonra, bu kentin son 30 yılında başkan olanların hesaba çekilmesi gerek. Binlerce insanın mağduriyetlerinin, zararlarının, hatta yaralanmalarının altında bu isimlerin imzası var sorumluluğu var. Bu şehrin çağdaş-sosyal bir gelişmiş kent olamamasının altında, şehir planlamasının yapılmamasının sanıkları bunlardır.
        Bu kentin en önemli, vurduğu zaman ses getiren gazete gibi bir gazetesi var EKSPRES... Cumartesi ve Pazar günleri manşetten, bu insanların dramını en iyi anlatan haberleri kaleme aldılar. Sorumlu gazetecilik örneği, vatandaşından yana tavrını bir kez daha ortaya atan EKSPRES GAZETESİ, "Eserinizi görün ve utanın" dedi ve Afrika'nın taş  devrinden kalmış şehirlerinde rastlanacak olaylara tepkisini ortaya koydu.
         Cuma günü yaşananlar bu kent adına tam bir rezalet ötesiydi. Yıllarca övündükleri, içerisinde arabayla gezinti yapıp, gazetecileri dolaştırdıkları kanalizasyon ve alt yapının ne kadar sözde ve yetersiz olduğuna ne acıdır ki bir kez daha yaşayarak tanık oldu 2 milyon Adanalı.  Bu kadar çarpık kentleşme, plansız programsız imar, ağaçların yerine BETON ORMANLIĞI olunca bu tip tehlikelerle artık çok karşılaşacağız
          Şimdi o belediye başkanları, başta Aytaç Durak'a soruyorum, bu insanların yaşadıklarını görünce rahatça yatabiliyor musunuz?
          İnşaat ruhsatlarını verirken, hadi otoparksızlıklarına göz yumdunuz da, şehir estetiğinin içine etmek anlamında, bir yerde beş katlı binaya,yanında nasıl on beş katlı binaya izin verdiniz?
          Sizlerin şehir plancıları, aslında neyi planlıyorlardı (!) bu garabet "Güney Adana" yı inşa ederken?
          Çok övündüğünüz alt yapı mesela, daha on yıl üzerinden geçince çöktü, kanalizasyonların içerisinde Allah'tan arabayla gösteriş yapan gezintileriniz sırasında sele kapılıp gitmemişsiniz.
          Bu kentin güneyi de,kuzeyi de aslında farklı değilmiş... 
          Adanalının sopası yok ellerine fakat, doğanın var... İnsanına,hemşehrisine,hayvanına,doğasına,toprağına,yaşamına saygılı olmayan idareciler saltanatına sesleniyorum, belki bizim insanımız cezalandırmayacak sizleri, fakat ilahi adaletin olduğuna ben inanıyorum, siz de inanın...
         Gün gelecek tabiat ana, doğaya verilen acının kat be kat fazlasını bizden alacak.
         Gelecekte daha vahim sorunlar yaşamamak adına, Adana'yı yıkıp, yeniden inşa edin bir an önce !
         Lakin önce kafalarınızdan başlayın...