İstanbul Çağlayan'da terör,
İstanbul Vatan Caddesi Emniyet yerleşkesinde terör,
Elektrik ağında terör,
Şu sıralar Adliye girişlerinde kaos,
savcıyı şehit eden mermilerin kime ait
olduğunun tartışmaları,
pkk'nın tehditvari açıklamaları,
anlaşılan o ki giderek seçim atmosferinin,
bulanık ve ne olduğu belli olmayan havası
sarmış memleketi.
Mutsuzluk ve huzursuzluk gölgeleri kol gezer.
İnsanın içinden ne gazete okumak,
ne de televizyon izlemek istemesi gelir.
Öyle olur ya,
siyasi kaos ve mağdur
politikası,siyasi söylemlerin ana malzemesi artık.
Her genel seçim, öncesinde kargaşa,
terör ve kaosla anılır oldu son yıllarda.
Caddelerde parti bayrakları,duvarlarda afişler,
gazetelerde parti yöneticilerinin ve adayların atıp tuttuğu
yılları arar olduk iyi mi?
Şimdilerde patlamalar,ölümler,nedeni belli olamayan
gariplikler sinsilesi başladı mı,
genel seçim zamanıdır !
Bir de üzerine Cumhurbaşkanının,
hangi forsu taşıdığını unuttuğu,
konuşmaları, siyasi atakları,
kibri ve ülke rejimini baştan yaratma
hayalinin yol açtığı hırs eklenince,
her yolun deneneceğini düşünülürse,
gerisini siz hayal edin artık...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kibri tüm limitleri aştı,
gerek iç politika,gerekse maceracı ve sinsi dış politika,
uluslararası gözlemciler ve dış basın tarafından berbat bulunuyor.
Cumhuriyet ve Atatürk rejiminin yerine,
firavunları kıskandıracak sözde
"Başkanlık" rejimi için,
saray bile yaptıran zihniyet,
kendi askerini,yasalarını oluşturan sistemin
yakıt deposu kaos,kargaşa ve saldırılarla beslenecek.
Belli ki hedef "ılımlı başkancı islam",
mevzubahis olan 400 koltuk ise gerisi teferruattır...