Çukurova’da her yıl bereketli ürünler elde edilir. Çiftçi sarı sıcaklarda ayak tırnaklarına kadar terler. Bu yılki sıcakların 60 dereceyi bulduğu göz önüne alınırsa üreticinin ne kadar kıymetli bir iş yaptığını anlatmaya gerek kalmaz.
Peki kıymeti biliniyor mu çiftçinin?
Koca bir hayır!
Her yıl tekrarlanan bir tartışmaya ışık tutmaya çalışalım. Türkiye mısır üretiminin yarısına yakını Çukurova Bölgesi’nden karşılanıyor. Adana’daki üretim ise yüzde 20’lere dayanıyor.
Yetkililerin açıklamasına göre bir kilogram mısırın üretim maliyeti 67 kuruş. Çiftçinin kullandığı girdilerden sadece mazotun litre fiyatının 3.7 lira olduğunu hatırlamak bile içler acısı hali ortaya seriyor.
Çiftçi 67 kuruşa mal ettiği mısırı her nedense istediği fiyata satamıyor. Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) fiyatı geç açıkladığı, piyasaya müdahale edemediği için çiftçi büyük tüccara boyun eğiyor. Çocuğunun okulunu, borçlarını, kredilerini, ev ya da araba taksidini düşünen çiftçi TMO’yu bekleyene kadar 3-5 kuruşluk karla mısırı elden çıkarıyor.
Bugün, 67 kuruşa mal edilen mısıra en az 14 lira kar eklenerek satılması gerekiyor. Yani etti mi 81 kuruş. Peki ya evdeki hesap çarşıya uyuyor mu? Ne yazık ki, hayır… Çiftçi, bir kilogram mısırı 81 kuruşa satabildiğinde ancak alın terinin karşılığını almış oluyor.
Durum bu ama gerçekte böyle olmuyor tabii!
14 lira karın içerisinde 4 kuruşluk doğrudan destekleme düşülürse geriye 77 kuruş kalıyor. Çiftçi bu fiyata da razı ama işler yine istediği gibi gitmiyor. Sen en iyisi oradan 2 kuruş daha düş… Kaldı mı sana 75 kuruş… Edindiğimiz bilgilere göre üretici bu fiyata da razı…
***
Kafanız karıştı değil mi!
Evet, mısırdaki fiyat istikrarsızlığı hep kafa karıştırıyor. Her yıl çiftçi büyük patronlara ezdiriliyor. TMO, zamanında taban fiyatı açıklamıyor. Deposu olmayan, lisanslı depoculuğu gelişmeyen ülkemizde ürününün elde kalmasından korkan çiftçi tez elden üç-otuz paraya mısırı elden çıkarmanın telaşına düşüyor.
Her yıl tekrarlanan manzara bu yıl da karşımıza çıkıyor.
Çiftçi kaliteli ve yüksek verim elde ediyor da bunun aması var!
Nedense bereket başa bela oluyor!
TMO, daha neyi bekliyor?
Peki kıymeti biliniyor mu çiftçinin?
Koca bir hayır!
Her yıl tekrarlanan bir tartışmaya ışık tutmaya çalışalım. Türkiye mısır üretiminin yarısına yakını Çukurova Bölgesi’nden karşılanıyor. Adana’daki üretim ise yüzde 20’lere dayanıyor.
Yetkililerin açıklamasına göre bir kilogram mısırın üretim maliyeti 67 kuruş. Çiftçinin kullandığı girdilerden sadece mazotun litre fiyatının 3.7 lira olduğunu hatırlamak bile içler acısı hali ortaya seriyor.
Çiftçi 67 kuruşa mal ettiği mısırı her nedense istediği fiyata satamıyor. Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) fiyatı geç açıkladığı, piyasaya müdahale edemediği için çiftçi büyük tüccara boyun eğiyor. Çocuğunun okulunu, borçlarını, kredilerini, ev ya da araba taksidini düşünen çiftçi TMO’yu bekleyene kadar 3-5 kuruşluk karla mısırı elden çıkarıyor.
Bugün, 67 kuruşa mal edilen mısıra en az 14 lira kar eklenerek satılması gerekiyor. Yani etti mi 81 kuruş. Peki ya evdeki hesap çarşıya uyuyor mu? Ne yazık ki, hayır… Çiftçi, bir kilogram mısırı 81 kuruşa satabildiğinde ancak alın terinin karşılığını almış oluyor.
Durum bu ama gerçekte böyle olmuyor tabii!
14 lira karın içerisinde 4 kuruşluk doğrudan destekleme düşülürse geriye 77 kuruş kalıyor. Çiftçi bu fiyata da razı ama işler yine istediği gibi gitmiyor. Sen en iyisi oradan 2 kuruş daha düş… Kaldı mı sana 75 kuruş… Edindiğimiz bilgilere göre üretici bu fiyata da razı…
***
Kafanız karıştı değil mi!
Evet, mısırdaki fiyat istikrarsızlığı hep kafa karıştırıyor. Her yıl çiftçi büyük patronlara ezdiriliyor. TMO, zamanında taban fiyatı açıklamıyor. Deposu olmayan, lisanslı depoculuğu gelişmeyen ülkemizde ürününün elde kalmasından korkan çiftçi tez elden üç-otuz paraya mısırı elden çıkarmanın telaşına düşüyor.
Her yıl tekrarlanan manzara bu yıl da karşımıza çıkıyor.
Çiftçi kaliteli ve yüksek verim elde ediyor da bunun aması var!
Nedense bereket başa bela oluyor!
TMO, daha neyi bekliyor?