Adana’nın sivil toplum örgütlenmeleri açısından bir anlamda acınacak halde olduğunu, daha önce köşe yazılarımdan birinde kişisel kanaatim olarak ifade etmiştim. İşbu anlamda, sivil örgütlenmelerden beklenen, gönüllülük esasıyla çıkılan yol haritasında eyyamdan uzak, kişilerle değil meseleler üzerinden tavır geliştirmek, küçük çıkar ve hesaplar değil, büyük resimler ve toplum eksenli menfaatler üzerinden duruş belirlemektir.

Adana’da maalesef yargı harici hakem ve vicdani kanata etken olacak böyle bir otorite neşet etmiyor edemiyor. Siyasetin dahi ihtiyaç duyduğu, bazı zamanlar gerçekten popülist çoğunluğun aksine doğruyu işaret edeceği bu vicdani ses için, MHP İl Başkanı Ahmet Erdoğan’ın Seyhan Oteli’nde sarf ettiği sözler esasen çok ama çok ehemmiyet gösterilmesi, altı okunması gereken sözlerdi, kanaatimce.

Şöyle ki, komprador siyasetinin egemen olduğu iş dünyası örgütlenmeleri ile sadece iktidar ve kendi çıkarları yönünde sempatizan eğilim gösteren sivil örgütlenmeler Adana’nın en son ihtiyacı olan şey.

Siyasi devinimlerde, aynı odağın bir eylemini destekleyen, aynı odağın başka bir eylemine ise kamu ve toplum çıkarına ters olduğunu savıyla karşıtlık ve dirayetle tavır gösterebilen örgütlenmeler, siyasi fanatizm ve güç odakları bir yana kent ve kent halkının âli menfaatinedir.

Bu kadar kelamdan sonra, işte Ahmet Erdoğan’ın referandum toplantısında sarf ettiği hoyrat sözlerin ne anlama geldiğini iyi irdelemek ve altını iyi okumak gerek. Sayın Erdoğan, bazı sivil toplum örgütleri ile ilgili bir takım kanaatler edinmiş olmalı ki, dudağının ucundaki bazı isimleri örtü kapalı sert bir dille uyardı.

Bir takım isimleri gözlemlediklerini, kişisel çıkarları doğrultusunda kimlerin temsil ettiği sosyal grupları neye yönlendirdiğini izledikleri mesajını verdi.

Bu durumu MHP İl Başkanının ifşa etmiş olması, taassubi bir durum olarak ele alınabilir, algıda seçici davranılabilir. Amma ve lakin kim olursa olsun söz hakkı olan birisinin böyle bir durumun varlığını ifşa etmesi her ne olursa olsun çok önemlidir.

Kirli ilişkilere giren, siyasetle kafa kol ilişkisi kuran, ulvi bir amaç için bir araya gelen sosyal grupları şahsi menfaatleri üzerinden bir tarafa kanalize ve angaje etme gafletine düşenler varsa, bunu söyleyen bir siyasi partinin il başkanı olan Ahmet Erdoğan dahi söylese vahimdir, gaflettir ve delalettir.

Sayın Erdoğan ile bu konuyu ilk bir araya geldiğimizde konuşmak istiyorum. Ayrıca o isimlerinde buradan bir kez daha dikkatini çekmek istiyorum. Şayet Adana’da böyle kirli bir çarkın değirmenine su taşınıyorsa, menfaatiniz bu dünyadadır.

Egemen siyaset değişikliğe uğradığında sizleri ettiğiniz çarktan Adanalı tanıyacaktır.

Ama bir ayrıntı da Sayın Erdoğan için. Adanalıların ima ettiğiniz bu kirli değirmene su taşıyanları yine sizin ağzından duyması ilk tavrınızı erdemli kılacak bir olgudur.

Temsili ettikleri sosyal grupların temiz yüreklerinin, kirli amellere alet edilmesine engel olmak da yine her bir söz sahibi vatandaşın olduğu gibi sizinde vatandaşlık görevlerinizden sayılır.

Dikkatleri çektiğiniz bu gafletin üzerine gitmekte tavizsiz gitmeniz, size siyasi getirisi olmayacaksa dahi Adana’nın ve Adanalının uzun vadede menfaatinedir.