Galibiyet alamayan her takımın tarihine, maçı yöneten hakemin yedi sülalesine, yenik antrenörün silsilesine, sporcuların ecdadına, rakip takımın taraftarlarının tüm geçmişine leke süren sürene…
Adı üstünde… SPOR… Yenersin, yenilirsin… Dün yendiğine, bugün farklı yenilirsin… Sporu, özellikle futbolu çekici yapan şey bu değil mi…? Her takım, her takımı, her sonuçta yenebilir… Bunun için binler maça… Milyonlar, hatta milyarlar televizyon önüne gidiyor… Atın atı geçeceğine inanılıyor da, insanların birbirine alt edeceği nedense kabullenilemiyor…
Futbol sürekli bir gelişim içerisinde… Evrensel bir oyun olan, kültürel bir hareket olarak değerlendirilen futbolda dünün geçerli sayılmayışına, bugünün farklılığını kabullenmiyorsak, bu değişime her kesimin ayak uydurması gerekli…
Spor medyası da mesleğin kültürünü almaya, kendini yenilemeye, daha iyiyi yakalamaya sorumludur, mecburdur…
Örneğin, oyunun teknik planlaması hakkında fikir yürütebilmek için önce bunu takıma anlatıldığı şekliyle bilmek ve plan içerisindeki özel taktiklerin hangi futbolculara nasıl verildiğini öğrenmiş olmak gerekmez mi…?
İstenenle, sahada şekillenen arasındaki farklılık neden kaynaklanıyor…? Futbolcuların dalgınlıklarından, uygulamadaki hatalardan kaynaklanıyorsa hocalara yöneltilecek eleştiri “Yanlış oynattığı” iddiasında olursa hata değimlidir…? İç bünyeyi, bu bünyenin özelliklerini, problemlerini, sırlarını bilmeden, bütün bunlarla iç içe yaşayan ve en doğruyu yapmanın her şeyden önce kendi çıkarı olan antrenörlere “Neden Olcan’ı çıkarttı, neden Mustafa’yı aldı” biçiminde eleştirmek doğrumudur…? Bilinçli bir sorumluluk mudur…?
Bugünlerde Ulasal kanallarda ve gazetelerde stada bile gitmeyip, televizyon başında seyrettikleri müsabakalarda ahkam kesen insanlara eline mikrofonu verip spor yorumcusu yaparsan olacağı bu tabii…
Adam yazı yazmayı bilmez, iki kelimeyi bir araya getirip konuşamaz ama leke sürmesini iyi becerir… İstediğin kadar uyar, öğüt ver, aydınlat nafile…
Kolay yazılıyor diye, kolay edebiyat kahramanlığı diye, futbolun bu kadar kolay harcanması tabii ki üzücü… Kişiler ve kurumlar bu kadar yerilmesin, aklınız eriyorsa analiz yapın… Okuyucu ve izleyici sizlerden bunu bekliyor… Yapamıyorsanız o zaman susun, bilenler yapsın…
Bir porte…
FATİH TERİM GERÇEĞİ
Büyük oyunculuğunun birikimini… Kendine özgü yaşam felsefesine ve deneyimine taşıyarak, hepsini birlikte yoğurma ustalığını gösterişi Fatih TERİM ağabeyimin Allah vergisi pratik zekasının ürünüdür.
Futbol antrenörlüğüne soyunduğundan bu yana hep gelişme gösteren… Hep ileriye koşan ve yaptıklarıyla yetinmeyip, kendini daima yenileyerek meslektaşlarına örnek olabailecek bir tarzın, stilin, modelin öncülüğünü yaşatması Fatih TERİM’in karizmasının en önemli yanı olmuştur… Geçmiş dönemlerde milli takımlarla Akdeniz oyunları şampiyonluğu, Avrupa şampiyonası finallerine iştirak, Galatasaray ile UEFA kupası şampiyonluğunu kazanması, Türkiye deki bütün şampiyonluk rekorlarını kırmasının yanı sıra Türk futboluna kazandırdığı yıldız ve genç yetenekler saymakla bitmeyecek kadar çok, daha düne kadar alınan kötü neticelerden dolayı kahrolduğumuz milli takımımıza bir el atınca, üzerimizdeki ölü toprağı kalktı ve alınan iki kritik galibiyetle 2014 Dünya Şampiyonası Finallerine katılma umudumuzu yeşertti…
Türk milletinin gönlünde taht kuran, her şeyden önce Adana’mızın gururu olan Fatih TERİM ağabeyimin bugünlerini görmenin onurunu taşıyor ve ellerim patlayıncaya kadar alkışlıyorum…
Geçmiş zaman olur ki…
“Füze Selami vurdu gol zannettim…”
Adana Demirspor mahalli lig takımlarından Seyhanspor ile oynamaktadır, maçın hakemi ise Füze Selami TEKKAZANCI’yı hasta denilecek kadar seven Rahmetli Yaşar KOTAN’dır, oyun başlar başlamaz Füze Selami kendi sahasından aldığı bir topla Seyhanspor ceza sahası yakınlarına gelir ve ani bir şut çıkartır, top kaleye doğru hızla giderken, hakem Yaşar KOTAN düdüğünü öttürür ve santrayı gösterir… Füze Selami’nin şutladığı top Seyhanspor kalesinin üst direğine vurup avuta gider, bunun üzerine Seyhanspor’lu futbolcular, Füze Selami’nin dışarı giden şutuna gol kararı veren Yaşar KOTAN’ın etrafını çevirerek golü iptal etmesini isterler “Yaşar ağabey, elini ayağını öpelim Selami ağabeyin vurduğu top gol olmadı, gel şu kararından vazgeç, bize yazık değil mi” derler Füze Selami’ye bir başka türlü sevgisi olan hakem Yaşar KOTAN vicdan muhasebesi yaparken, itiraz eden Seyhanspor’lu futbolculara da sert çıkışır “Ne bileyim kardeşim, Selami vurdu gol zannettim”
GÜNÜN SÖZÜ
Eğer bir savaşı kazanmak istiyorsan,
aklın vücuduna hükmetmeli,
vücudun aklına değil…
General PATTON