Boğa, "Hiçbir taşkınlığın yaşanmadığı basın toplantısı ve yürüyüşleri kapsayan etkinliklerde yazılan bu cezalar, konuşma, hakkını arama, mağdurun yanında olmamız nedeniyle tarafımıza yazılıyor" dedi.

1992'de Adana'da oluşumunu tamamlayan Eğitim- Sen Şubesi'nin 3 bin üyesi bulunduğunu belirten Güven Boğa, kendisi gibi bu tür etkinliklere katılan Şube Sekreteri Abdullah Yalçın'a 5, Şube Yöneticisi Mehmet Akarsubaşı'na 6 ve birçok üyesine de birer defa Ceza yazıldığını söyledi. Kentteki birçok meslek odası başkanı ve sendika yöneticisine de Ceza verildiğini, ancak en fazla cezanın kendisinde bulunduğunu anlatan Boğa, "Bizler insanların hakkına saygı duyduğumuz ve mağdurun yanında olduğumuz için Ceza alıyoruz. Katıldığımız hiçbir etkinlikte sorun çıkmadı, taşkınlık olmadı ve çevre kirletilmedi. Adana Valiliği'nin emriyle Emniyet Müdürlüğü tarafından tarafımıza iletilen cezalar, büyük haksızlıktır. Yaptığımız araştırmaya göre, Kabahatler Kanunu'na göre Ceza uygulaması sadece Adana'da yapılıyor. Bu cezaların altında, konuşma, hakkını arama, mağdurun yanında olmamız atmaktadır. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız" diye konuştu.

21 Kasım 2009'da KESK ve Kamu- Sen'in iş bırakma eylemi, 16 Aralık 2009'da işlerine son verilen demiryolu işçilerinin işe alınmalarıyla ilgili eyleme katıldıkları cezaların iptali için dava başvurusu yapıp, 'ret' cevabı aldığını da kaydeden Boğa, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıyacaklarını kaydetti. Boğa, AİHM'nin bu cezayı yazdıran, yazan ve davamızı reddeden kurumlara yüksek Ceza yazmasını beklediklerini de söyledi.

Eğitim, sağlık ve sendikal haklar için yapılan basın açıklamaları ile yürüyüşlere katıldığı için cezalandırıldığını öne süren Boğa, 2009'da aldığı 2 cezanın haricinde 14 Aralık 2009'da ÖSS'de katsayı sorunu, 15 Kasım 2009'da CHPli Onur Öymen'in Dersim ile ilgili sözleri konusundaki basın açıklamaları, 13 Ocak, 4 Şubat ve 11 Şubat 2010'da da Tekel işçilerinin mücadelelerine destek vermek düzenlenen yürüyüşlere katıldığı için cezalandırıldığını belirtti.