Erbek, yaptığı açıklamada, resmi verilere göre, Türkiye genelindeki cezaevlerindeki hükümlü sayısının, adli olaylardan 52 bin 512 kişi, terör suçlarından 3 bin 361 kişi, çıkar amaçlı örgüt suçundan 3 bin 886 kişi olmak üzere toplam 59 bin 759 kişiyi bulduğunu söyledi.

Cezaevlerindeki tutuklu sayısının ise cinayet, gasp ve hırsızlık gibi adli olaylardan 53 bin 67, terör suçundan 2 bin 967, çıkar amaçlı örgüt suçlarından da toplam 547 olmak üzere 56 bin 581'e ulaştığını belirten Erbek, hükümlü ve tutuklu sayısının toplamının ise 116 bin 340 olduğunu ifade etti.

Erbek, yasaya göre 7 yıla kadar cezayı gerektiren hallerde tutuklamanın olmaması gerektiğini belirterek, ''Çünkü tutukluluk bir tedbir ifade ediyor. Buna rağmen mahkemeler, tutukluluğu, adeta mahkumiyete dönüştürecek şekle dönüştürüyor'' dedi.

Erbek, cezaevlerinde bir yatakta 2 kişinin veya yerde yatanların bulunduğunu bildiklerini ifade ederek, ''Hatta son zamanlarda bazı cezaevlerinden 3 katlı ranza talebinde bulunulduğu söyleniyor. Cezaevlerindeki ranzalar bilindiği üzere 2'şer kattan oluşuyor. Hükümlü ve tutuklu sayısının fazlalığı, cezaevlerindeki koşulları her anlamda zorlaşıyor. Avrupa'nın herhangi bir ülkesiyle karşılaştırdığımızda bu durum, insan hakları açısından da ciddi bir sorun oluşturuyor'' diye konuştu.

Aziz Erbek, bu sıkıntıların aşılması için öncelikle birinci derecede yerel mahkemelerin tutuklama kararını verirken daha dikkatli olması, diğer yandan da yeni cezaevleriyle ilgili çalışma yapılması gerektiğini bildirdi.

Erbek, ekonomik kriz, televizyon dizileri ve haber bültenlerinin suç işleme psikolojisini tetiklediğini sözlerine ekledi.