Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıldönümü dolayısıyla ilgili açıklamada bulunan Aysel Atey, “Türkiye’de kadınlar, 1930 itibari ile belediyelerde, 1933’ten sonra köy heyeti ve muhtarlıklarda ve bundan tam 87 yıl önce 5 Aralık 1934’de Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde bütün dünya ülkelerinden önce Türk Kadınına "Seçme ve Seçilme Hakkı" tanınmıştır.
İşte bu hakkın kullanımına dair Türk Kadını sadece seçen tarafta kalmıştır. Seçilme hakkını kullanmada hem pasif kalmış hem de eril güç tarafından maddi ve manevi güçle engellenmiştir. Ve bugün nüfustaki temsiliyetine göre birçok ülkenin gerisinde kalmıştır. O ülkelerin kadınlarının bu hakkı çok geç elde ettiklerini düşünecek olursa bu üzücü bir durumdur” şeklinde konuştu.

Aysel Ateş, şöyle devam etti:

“Ülkemizde bugün geldiğimiz noktada, Cumhuriyetin getirdiklerini daha ileri hedeflere taşımak bir yana geçen zaman içinde giderek daha da geriye düşürülmeye çalışılmaktadır. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve hak gaspları yıllar içinde katlanarak artmaktadır. Tüm bu yaşanan tablo içinde bizler biliyoruz ki kadınlar Cumhuriyet değerlerinden asla vazgeçmeyecek, bunları elinden almak isteyenlerle her şartta mücadele edeceklerdir.”


Aysel Ateş, mesajını Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleriyle tamamladı:
"Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!"