VURAL KÖSE / GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ

Türkiye, son bir aydır art arda yaşanan çocuklara yönelik cinsel istismar ve cinayet olaylarıyla sarsılıyor. Ülkemizde son dört ayda 14 çocuğumuz feci biçimde yaşamını yitirdi. 4 çocuğumuz canice katledilirken, 4 çocuğumuzun cansız bedeni havuz ve su kuyularında, 3’ünün dağlık alanda, birinin de inşaatta bulundu. Bir çocuğumuzun ise intihar etmiş olma olasılığı üzerinde duruluyor.
İstanbul Zekeriyaköy’de kaybolduktan sonra bir evin havuzunda cansız bedeni bulunan Pamir Dikdik’in ardından Kars’ta ilkokul üçüncü sınıf öğrencisi Mert Aydın’ın cesedi de şehir mezarlığında bulunmuştu. Son olarak da Adana’da hafta başında akrabası tarafından canice katledilen 6 yaşındaki Gizem Akdeniz’in cesedi Kabasakal Mezarlığı’nda, Manisa'da günlerdir aranan 9 yaşındaki Umut Zambak'ın cesedi de Akhisar İstasyonu'ndaki su kuyusunda bulundu.
Toplum vicdanında derin yaralar bırakan bu olayların ardından çocuklara yönelik tehditler kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Resmi istatistikler ise toplumumuzun bugüne kadar çocuklara gereken önemi vermediğini gösteriyor.
Yasalara göre 18 yaşın altında olan herkes çocuk olarak kabul ediliyor ve çocukların korunması ebeveynlerin de devletin de birer yükümlülüğü.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği istatistiklere göre Türkiye’de çocuk olmak, yetişkin olmaktan çok daha zor. Veriler her yıl binlerce çocuğun suça sürüklendiğini, farklı türdeki suçların faili olarak güvenlik birimlerine getirildiğini, bir kısmının da işlenen suçlarda mağdur olduğunu ortaya koyuyor.
Suça sürüklenen, madde kullanan, sokakta çalışan, kaybolan, evden kaçan ve bir suçun mağduru olan çocukların sayısı her yıl korkucu bir biçimde artıyor ve tamamen korunmasız olan bu çocuklar her an sokaklardaki her tür tehlikeyle karşı karşıya kalabilir.
Uyuşturucu madde kullanım yaşının ilkokul düzeyine indiği gerçeğinden yola çıkarak bu çocukların her an kolaylıkla uyuşturucu çetelerinin ağına düşebileceğini söylemek mümkün.
Sokaklarda bir başlarına her tür istismara açık olarak dolaşan, çalıştırılan, dilendirilen çocuklarımız da cinsel istismarcılar için de kolay birer hedef durumunda.
Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen mülteci ailelerinin yoklukla mücadelesinde çocukların da önemli bir rol oynadığı ve bu durumun istatistiklere henüz yansımadığı gerçeğinin de göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Adana’da da hemen her trafik ışığının bulunduğu kavşakta en az 2-3 çocuğun dilencilik yaptığını görmek mümkün. Evlerinde ebeveynlerinin gözetiminde oyunlar oynayarak büyümesi gereken çocuklarımızın azımsanmayacak kadarı, sokaklarda her türlü tehlikeye açık bir şekilde büyüyor ve ne yazık ki, yetişkinler “yazık” deyip hayıflanmaktan başka bir şey yapmıyor.

HER YIL BİR İLİN NÜFUSU KADAR
Özetle istatistikler gösteriyor ki çocuklarımız çaresiz ve korumasız…
TÜİK’in Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği istatistiklere göre her yıl neredeyse bir il nüfusu kadar çocuk ya mağdur ya da farklı suçlara sürüklendiği için güvenlik birimlerine getiriliyor. 2008’de güvenlik birimlerine 132 bin 592, 2009’da 151 bin 961, 2010’da 188 bin 44, 2011’de 204 bin 40, 2012’de ise 245 bin 80 çocuk farklı nedenlerle geldi ya da getirildi.

YARISI MAĞDUR
2012 yılında güvenlik birimlerinde kaydı yapılan 245 bin 80 çocuğun 167 bin 426’sını erkek, 77 bin 654’ünü de kız çocukları oluşturdu. Bunların 111 bin 857’si mağdur, 100 bin 831’i de suça sürüklenen çocuklar oldu. Yine 2012’de 2 bin 213 çocuk sokakta çalışma, 12 bin 474 çocuk kayıp, 245’i de madde kullanımı gibi nedenlerle güvenlik birimlerine geldi ya da getirildi.  111 bin 857 mağdur çocuğun 59 bin 880’ini erkek, 51 bin 977’sini de kız çocukları oluşturuyor.  Verilere göre 11 yaşın altındaki mağdur çocuk sayısı 35 bin 427, 12-14 yaş aralığındaki mağdur çocuk sayısı 26 bin 323, 15-17 yaş aralığındaki mağdur çocuk sayısı ise 50 bin 99 olarak gerçekleşti.

2012’DE 12 BİN 474 KAYIP ÇOCUK BULUNDU
Parkta oynarken kaybolan ve bulunması için Adana’da adeta seferberlik ilan edilen beş yaşındaki Gizem’in akrabası tarafından canice öldürülmesi gündemdeki yerini koruyor. Minik Gizem, kayıp çocuklar arasında en şanssızlarından biri olurken, 2012’de Gizem gibi hakkında resmi olarak kayıp başvurusu yapılan 12 bin 474 çocuk yurttaşlar ya da güvenlik güçleri tarafından bulunarak ailelerine teslim edildi.

ADANA’DA DA DURUM FARKLI DEĞİL
Adana’da da durum ülke genelinden çok farklı değil. 2008’de güvenlik birimlerine getirilen ya da gelen çocuk sayısı Adana’da 8 bin 74 olurken, 2009’da bu sayı 9 bin 86’ya düştü. 2010’da ise bu sayı 8 bin 267’ye, 2011’de ise 7 bin 415’e düşerken, 2012’de büyük bir artış yaşandı ve güvenlik birimlerinde kaydı yapılan çocuk sayısı 9 bin 73’e çıktı.

ADANA’DA 3205 MAĞDUR ÇOCUK
2012’de Adana’da güvenlik birimlerine gelen/getirilen çocuklardan 3 bin 205’i bir olayın mağduru oldu. Çocuklardan 3 bin 998’ini suça sürüklenenler oluştururken resmi olarak kayıp başvurusu yapılıp bulunarak ailesine teslim edilen çocuk sayısı 680 gibi hiç de azımsanmayacak bir sayıya ulaştı. 2012’de Adana’da sokakta çalışma gerekçesiyle güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı ise 419 olarak kayıtlara girdi.

SOKAKTA ÇALIŞAN, DİLENEN ÇOCUKLAR 155’E BİLDİRİLMELİ
Kentte hemen her kavşakta trafik ışıklarında en az 2-3 çocuğu dilencilik yaparken, kağıt mendil satarken ya da cam silerken görmek mümkün. Ekonomik nedenlerle de olsa çocuklarını sokağa iten aileler suç işlerken, toplumdaki genel duyarsızlık hali bu konuda da kendini gösteriyor. Bu çocuklar için 155 Polis İmdat hattına bildirimde bulunmak gerekirken, ne yazık ki hemen herkes sadece “Yazık !” deyip hayıflanmaktan, acımaktan başka bir şey yapmıyor.