Geçen yıllarda anız yangınları sonucu oluşan dumanların araç yollarına ulaşması ve görüş mesafesinin çok azalması nedeniyle ölümle sonuçlanan trafik kazalarının dahi olduğunu anlatan Doğan, “Yangınlar hem doğanın hem de çevrenin tahribatına neden olmakta ve hava kirliliği yaratmaktadır” dedi.

“ANIZ TOPRAĞI EROZYONA VE KURAKLIĞA DİRENÇLİ HALE GETİRİR”

Tarlalardan hasat edilen hububattan geriye kalan köklü sap veya sürülmemiş kısma anız denildiğini anımsatan Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, şöyle konuştu;

“Anız toprak için önemli bir organik madde kaynağıdır. Anız yangınları,  toprağa organik madde açısından katkı sağlayan kısmın ortadan kaldırılması ve birçok canlının ölmesi anlamına gelmektedir. Ülke topraklarımız genellikle organik madde içeriği bakımından fakir olup, % 65’inde organik madde içeriği azdır. İdeal toprak içeriğinde %3 ten fazla olması gereken organik madde miktarı, ülke topraklarımızda ortalama %1-2 arasında değişmekte olup bu durum gübre kullanımında artışa neden olmaktadır. Toprak içeriğindeki organik madde miktarı,toprağın; fiziksel, kimyasal özelliklerine, oluşumuna, erozyona karşı direncine, biyolojik aktivitesine ve verimine etki etmektedir. Anızların toprağa karışmasıyla birlikte organik madde miktarında artış olan toprağın; su tutma kapasitesi artar, erozyona ve kuraklığa dirençli hale gelir”

“ANIZ YANGINLARI HAVA KİRLİLİĞİNE NEDEN OLUYOR”

Saatlerce süren anız yangınları ile birlikte oluşan dumanlar hava kirliliğine neden olduğunu ifade eden Doğan,  Hava kirliğine neden olan etmenlerin rüzgarla birlikte yerleşim alanlarına kadar ulaştığını, çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilediğini kaydetti.Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, şöyle devam etti;

“Orman alanları yakınlarındaki anız yangınları ormanlık alanlara sıçramakta ve zaten yetersiz olan ormanlık alanların zarar görmesine neden olmaktadır. Toprak yüzeyinde yüksek derecede sıcaklık meydana geldiğinden toprağın içerisinde mikrobiyolojik canlıların azalarak doğal dengenin bozulmasına, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak bozulan yapısı nedeniyle veriminin düşmesine, organik madde içeriği azalan toprağın su tutma kapasitesinin düşmesine, erozyona uğramasına ve kuraklığa sebebiyet vermektedir”

“CEZAİ İŞLEMLER ANIZ YAKILMAMASI DOĞRULTUSUNDA UYGULANMALI”

Anız yangınları konusunda izleme ve denetleme yetkisine sahip kurumların denetimlerini artırması gerektiğini kaydeden Doğan sözlerini şöyle tamamladı;

“Yangınlar denetimlerin ve cezaların yetersizliğinin bir sonucudur. 2872 Sayılı Çevre Kanunu’ nun, Ek-1 Maddesinin(Ek: 26/4/2006 – 5491/23 md.)c” bendinde “Anız yakılması, çayır ve mera’ların tahribi ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır. Ancak, ikinci ürün ekilen yörelerde valiliklerce hazırlanan eylem plânı çerçevesinde ve valiliklerin sorumluluğunda kontrollü anız yakmaya izin verilebilir” denmektedir. Cezai işlemlerin uygulandığı madde içeriğinde bile, ikinci ürün ekilmesi durumunda yangına kontrollü izin veriliştir. Denetimlerin ve cezai işlemlerin anızların yakılmaması doğrultusunda uygulanması ve hat safhalara ulaşan doğanın tahribinin önüne geçilmelidir”