Pandemi sürecinde okulların kapalı olduğunda büyük maddi kayıp yaşamalarına rağmen sözleşmeden doğan ödemelerini yaptıklarını kaydeden Kantinciler,”Pandemi de iş yapamazken randevu bile vermeyen ÇÜ yönetimi, Üniversite yüzyüze eğitime başlayacağı bu dönemde bize "İşyerlerini boşaltın" tebligatı yolladı.Pandemi sürecinde susan yönetim, okul açılırken bizleri yasal olmadığına inandığımız şartlarda kapı dışarı ediyor, 500 kişi ekmeğinden olacak” iddiasında bulundular. 

"İHALEYE GİRDİK KAZANDIK. BİZE İŞGALCİ MUAMELESİ YAPILAMAZ"

Tebligat yoluyla işyerlerinin boşaltılmak istendiğini ve kendilerine 3 haftalık süre tanındığını anlatan kantinciler, “Bu kararı kabul etmeyerek, Bölge İdare Mahkemesi’nde ‘Yürütmeyi Durdurma’ davası açtık. İhaleye girdik ve kazandık. Buna rağmen bize ‘işgalci’ muamelesi yapılamaz. Yasal hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Kiralarını düzenli olarak ödeyen işletmeciler olarak ÇÜ yönetiminden 2 yıldır istediğimiz halde randevu da vermiyorlar. Sorunlarımızla ilgili muhatap bulamıyoruz” diye tepkilerini dile getirdi.

“YÜZLERCE KİŞİ İŞSİZ KALACAK”

Çukurova Üniversitesi yönetiminin kararını eleştiren kantinciler, “Pandemi dolayısıyla zaten zor günler geçirdik. İş yapamadık. Bu konuda kendilerinden anlayış beklerken, bizleri kapı önüne koyuyorlar. Polis devreye sokularak tahliye edilmemiz isteniyor. Burada 120’ye yakın kantin var ve 500’ün üzerinde insan çalışıyor.  Bu çalışanlar işsiz kalacak ve evine ekmek götüremeyecek” diye konuştular.

Hatırlanacağa üzere Çukurova Üniversitesi’nde daha önce de Kuzey Çarşı’daki işyeri sahipleri de sorunlarını dile getirerek, yardım istemişlerdi.

“TÜM PARTİLERDEN YARDIM İSTİYORUZ”

Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü’nden anlayış beklediklerini ve sadece ekmeklerinin peşinden olduğunu da kaydeden kantinciler, “Sorunumuzun çözümü için Valilik ile Kaymakamlığa gittik ancak bizleri rektörlüğe havale ettiler. Kantinciler arasında her partinin mensubu kişiler vardır. Biz bu konuda tüm partilerden yardım istiyoruz. Ayrıca; kantinlerin tahliye edilmesi durumunda burada çalışanlar ile birlikte herkes mağdur olacak. Bu insanlar ne yiyecek, ne içecek?” dediler.