Eğitim-öğretim kalitesinin yanı sıra sosyal etkinlikler ve toplumsal sorumluluk projeleriyle de öne çıkan Özel Burç Eğitim Kurumları, örnek bir davranışa imza attı. Kurum bünyesinde yer alan toplam 6 okul, Diyarbakır’daki 5 okulu, ‘kardeş okul’ seçerek, iki kent arasında ‘kardeşlik köprüsü’ kurdu.

Burç Eğitim Kurumları bünyesinde yer alan; Burç Vural Anadolu ve Fen Lisesi, Burç Üçgül Anadolu ve Fen Lisesi, Burç Öge İlk ve Ortaokulu, Burç Çukurova İlk ve Ortaokulu, Burç Çukurova Anaokulu, Burç Ceyhan İlk ve Ortaokulu ile Diyarbakır merkezde faaliyet gösteren Süleyman Nazif İlkokulu, Kartepe Köyü İlkokulu, Hazro Kız Meslek Lisesi, Yunus Emre İlkokulu, Mardin Kapı İlk ve Ortaokulu arasında ‘Kardeş Okul Protokolü’ imzalandı. Böylelikle Adana ile Diyarbakır arasında ‘dostluk köprüleri’ de kurulmuş oldu.

 

“MADDİ VE MANEVİ İŞBİRLİĞİ YAPMAYA BAŞLADIK”

Konu ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Kardeş Okul Projesi Koordinatörü Ramazan Başol, “Toplam 8 okulumuz, Diyarbakır’dan kendine kardeş okul seçerek, maddi ve manevi işbirliği yapmaya başladı” ifadesini kullandı. Diyarbakır’daki eğitim kurumlarını geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiklerini hatırlatan Başol, söz konusu ziyaretlerde; Burç Okulları Genel Müdürü Sultan Sözeri, Genel Müdür Yardımcısı Rüstem Gökçe ve okul müdürlerinin de hazır bulunduğu bilgisini verdi.

 

“HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEK DOĞRU DEĞİL”

2 gün süren ziyaretlerde çok anlamlı çalışmalar yaptıklarını, okul yönetimlerinin yanı sıra öğrenci ve velilerle tanıştıklarını anlatan Başol, “Kardeş okullarımızı yerinde gördük. Ancak her şeyi de devletten beklemenin doğru olmadığına tanık olduk. Biz ‘kardeş okul’ derken, sadece maddi anlamda katkıdan bahsetmiyoruz. Bu kardeşlikle okulların fiziki yapısıyla alakalı maddi yardımı değil, kardeşlik köprülerini kurup, birlik, beraberlik, kaynaşma ve hoşgörü içerisinde, doğu-batı kardeşliğinin sağlanması arzu ediyor ve bunun için adımlar atıyoruz” dedi.

 

“ÖĞRENCİLERİMİZLE ONLARA KUCAK AÇACAĞIZ”

Bu okullara önümüzdeki günlerde öğretmen, veli ve öğrencilerin katılımı ile bir gezi düzenleyeceklerini dile getiren Ramazan Başol, açıklamasını da şöyle sürdürdü; “Bu ziyaretlerle kaynaşmayı sağlayıp, uzun soluklu bir birlikteliğin temellerini atacağız. Seçtiğimiz bu kardeş okullara gezimizde, öğrencilerimizin yanına eli boş gitmeyeceğiz. Ayrıca, öğrenci velilerimizin evlerine gidip bir bardak çaylarını içmek, kardeş okuldaki öğrencilerimizin hangi ortamda ve ne koşullarda yaşadığını görmek istiyoruz. Öğrencilerimiz bunları gördüğünde yardımseverlik duyguları gelişecek ve onlara kucak açacaktır.”

 

“ONLARI EVLERİMİZDE KONUK EDECEĞİZ”

Başol, “Ülkemizin her bölgesi bir bütündür. Doğusu batısı ile kuzeyi ve güneyi ile nerede yaşarsak yaşayım hepimiz kardeşiz. Aynı ülkenin, aynı vatanın evlatlarıyız. Bu duyguları, çocuklarımızın yaşayarak öğrenmesini istiyoruz” diye konuştu. Önümüzdeki süreçte kardeş okullardaki, öğretmen, öğrenci ve velileri de Adana’ya davet etmeyi planladıklarını kaydeden Başol, “Kardeş okul öğrencileri, velilerimizin evlerine konuk olacak. Onlara tarihi ve turistik yerleri gezdireceğiz. Kardeşlerimizin okulumuzda çocuklarımızla beraber derse girmelerini ve birlik beraberlik içerisinde mutlu ve kalıcı hatıralarla memnun bir şekilde Adana’dan ayrılmalarını sağlamayı istiyoruz” diye konuştu.

Kardeş okul birlikteliğini sürekli kılacaklarını ve ‘Kurban Bayramı’nda kurban eti dağıtımı yapmayı planladıklarını belirten Başol, “Amacımız tabi ki, ‘karanlığa isyan etmektense kalkıp bir mum yakmak’  gönlümüz ister ki doğu ve güneydoğudaki veya batı illerindeki mahrum kalmış köy, kasaba ve şehirlerdeki okullara da el uzatabilmek” dedi.

 

“NE DİL, NE MEZHEP FARKI MUTLU OLMAYA ENGELDİ”

‘Kardeş Okul Projesi’ kapsamında Adana ile Diyarbakır arasında kurulan ‘kardeşlik köprüsü’ öğrenci velilerinin de takdirini kazandı. Bir öğrenci velisi ise şu yorumu yaptı; “Diyarbakır’da aileler bizi çok sıcak karşılandık. ‘Nasıl olur dediler nasıl olurda özel bir okulun öğrencilerinden biri bizim evimize gelir?’ diye çok şaşkındılar. Ama ordaydık. Evde sayısız oyuncakları olan kızım orda birkaç kırık oyuncakla çok mutluydu. Çocukların hepsinin gözleri sevinçten parlıyordu. İşte mutluluk buydu. Ne dil farkı, ne mezhep farkı, ne kültür farkı ne de ekonomik farklılıklar birlikte mutlu olmaya engel değildi. Onlar mutlu oldukça biz de mutlu oluyorduk.”