Baro Başkanı Av. Veli Küçük, konuya ilişkin yazılı açıklamasında görüş
ve düşüncelerini paylaştı.

  “Üniversite öğrencisi Kemal Kurkut kameraların önünde göz göre
katledilmişti. Diyarbakır Valiliğinin olayla ilgili ilk gün yaptığı
açıklamada, ‘canlı bomba olma ihtimali sebebiyle’ polisler tarafından
müdahalede bulunulduğunu belirtmesine rağmen basın-yayın organlarında
yer alan görüntülere göre elinde sadece bıçak bulunuyordu.

Valiliğinin iddiasının aksine çantasından da “şiir kitabı” çıkmıştı. Dün
görülen duruşmada sanık polis hakkında "sanığın cezalandırılmasına yeter
nitelikte her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı deliller elde
edilemediğinden CMK'nın 223/2.e maddesi gereğince beraatine" kararı
verildi.

Yargıçlar, yasalara, uluslararası sözleşmelere, Anayasa'ya ve insan
hakları alanında faaliyet gösteren uluslararası koruma mekanizmalarına
bakıp karar vermiyorlar, maalesef başka yerlere bakıp karar veriyorlar.

Asıl sorun da zaten bu yanlış anlayıştır.


Kemal Kurkut'un öldürülme anını fotoğraflayan gazeteciye 20 yıl hapis
cezası istenirken gencecik bir insanımızı öldürenlerin cezasız kalması
içinden geçtiğimiz karanlık sürecin kötü bir örneğidir.

Cezasızlık hallerinde hukuksuzluğun ve şiddetin meşrulaştığı bu kararla
bir kez daha ortaya konulmuştur. Tıpkı;
Festus Okey, Ali İsmail Korkmaz, Dilek Doğan, Ethem Sarısülük ve Berkin
Elvan vb. dosyalarda olduğu gibi..

Bu ülkenin ve toprakların evlatları, masum gençleri ve çocukları
öldürülürken geride gözü yaşlı analar kalıyor.

Ve ne yazık ki, ülkemiz Cumhuriyetin 97 yıllık kazanımlarını, hukuk
devleti ilkesini, adalet kavramını örseleyerek yavaş yavaş
yitirmektedir.

Adana Barosu olarak cezasızlığın bir yargı pratiği olmasına, tüm
hukuksuzluklara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Son söz; BIRAKIN ADALET YERİNİ BULSUN İSTERSE KIYAMET KOPSUN!” ifadelerine yerverdi.