2000’li yılların başı.

Anasol-M iktidarı vardı.

O gün de bugün gibi, herkesin görüşüne saygı duyuyorduk.

Bir basın daveti geldi, kamerayı aldım ve gittim.

Ulucami karşısında 3 katlı bir binada toplantı yapılıyordu. Uzun bir koridorun sonundaki merdivenle 1. Kata çıktım. Tıklım tıklım bir salon.

Eğitim Bir Sen” sendikasıydı. Kendilerine göre bir doğruları vardı ve onla ilgili fikirlerini açıklıyorlardı. Hükümeti eleştirdiler, taleplerini aktardılar. O dönemin en küçük eğitim sendikasıydı.

Eğitim Sen En büyük Sendikaydı.

2002 Yılı için

  • Eğitim Sen             : 149 Bin 383
  • Türk Eğitim Sen  : 125 Bin 863
  • Eğitim Bir Sen    :  18 Bin 028

Üyesi vardı.  Yıllar geçti, İktidar değişti.

Eğitim Bir Sen 2008’da 119 Bin üye sayısıyla önce ikinci büyük eğitim sendikası oldu. Türk Eğitim Sen 155 Bin üye ile En büyük eğitim sendikasıydı. Sadece 6 yıl önce en büyük eğitim sendikası olan Eğitim Sen 110 bin üyeye düşmüştü.

2011’e geldiğimizde Eğitim Bir Sen 195 Bini aşan üye sayısıyla En büyük Eğitim Sendikası olmuştu.

Ve bugün:

Yeni Eğitim Sendikaları açıldı, bölünmeler oldu. 2022 Yılı Haziran Ayı sonunda Eğitim Sendikalarının üye sayıları şöyle oldu.

  • Eğitim Bir Sen    : 390 Bin 439
  • Türk Eğitim Sen : 223 Bin 019
  • Eğitim İş               : 74 Bin 488
  • Eğitim Sen          : 72 Bin 374
  • Teç-Sen                :  9 Bin 565
  • Hürriyetçi Eğitim Sen: 4 Bin 786
  • Eğitim Gücü Sen: 4 Bin 721
  • Anadolu Eğitim Sen: Bin 33

Siyaset rüzgârının şekillendirdiği yetkili sendikalar, siyasi partilerle birlikte değişti.

Kolay yönetici olmak isteyen, haftalık çalışma saatini 5 gün için en ideal şekilde değerlendirmek isteyen ve bunun gibi çok sayıda avantaj’dan! yararlanmayı seçen çok sayıdaki öğretmen, hangi sendika iktidara yakınsa ona üye oluyor. Ve daha kolay şartlarda çalışabiliyordu!

Bu nedenle iktidarla birlikte yetkili sendikalar da belli bir süre sonra değişiyor.

Tabi inandığı için yıllardır o sendikada mücadele edenleri de tenzih edelim.

Davasına inanan, kendine göre doğruyu bulmak için mücadele eden öğretmenler ise, bireysel menfaat elde etmek için o yetkili sendikaya üye olmuyor, bedel ödemeyi göze alarak inandığı değerleri savunmaya devam ediyorlar.

Onlar, çalışma şartlarının zorlaştırılması, yönetici olma konusunda zorluk gibi çok sayıda olumsuzluğa maruz kalmalarına rağmen, 2000’li yılların başında 18 Bin üyesi olan Eğitim Bir Sen’in o günkü kadrosu gibi onurlarıyla inandıkları yolda ilerlemeye devam ediyorlar.

Ve 24 Kasım’da tüm öğretmenler her yıl olduğu gibi yine günlerini kutlayacaklar.

***

Bakıyoruz kenti yönetenlere veya ilgililere, öğretmenler gününü kutlarken herkesi aynı kefeye koyup övüyorlar, Kutluyorlar.

Evet;

TÜM ÖĞRETMENLERİN ELİNDEN ÖPÜYORUZ.

Onlara saygı duyuyoruz, sevgimizi sunuyoruz.

Ancak; onuruyla mücadele edip bedel ödemeyi göze alanlarla, inanmadığı halde sırf zorluların “kolay” olabilmesi için sendika değişikliği yapanları ayrıştırmalıyız. Çünkü öğretmenler, gelecek nesilleri ve geleceğin yöneticilerini hayata hazırladıkları için örnek teşkil ediyorlar.

Rol model oluyorlar.

Çok büyük iz bırakıyorlar.

O nedenle dikkatli olmalılar.

Düşük ücret, özlük haklarındaki güvencesizlik belki de sendika değiştirmeyi zorunlu kılıyordur. Belki de öğretmenlere özel bir kanun çıkarılarak özlük hakları garanti altına alınmasıyla bu sorun da aşılacaktır.

Unutmamamız gerekir ki, tüm meyveler güzeldir ve besleyicidir.

Ancak bizler, “Elma” ile “Armut”u ayırt edemezsek bizde yanlış yapmış oluruz.

O nedenle ki;

Tüm Öğretmenlerin Gününü samimi olarak kutluyoruz.

Ancak; onuruyla ve  duruşuyla gelecek nesillere örnek olan, bedel ödemeyi göze alarak inandığı yolda yürüyen Öğretmenlere ekstradan SELAM OLSUN!